20 Aralık 2011 Salı

Bedük - Disco Breaker Klip Lansmanı


Dün gece Bedük'ün yeni klibi '' Disco Breaker '' ın lansman gecesindeydim. Microsoft Türkiye'nin Levent'teki binasında gerçekleşen gecede organizasyon mükemmeldi. En alt katta bir disco formu oluşturulmuş. Hatta '' Acil çıkış da yaptık, işte sağda. '' şeklinde espirisi de yapıldı. Geceye basından bir hayli ilgi vardı.


Disco Breaker klibi, Türkiye'nin ilk interaktif klibi olma özelliğini taşıyor. Internet Explorer 9 'un Html 5 özellikleri kullanılarak Türkiye için oldukça farklı bir klip yaratılmış. Dans, müzik ve teknolojinin muhteşem mixi diyebilirim. Klipte farklı birçok pencerenin açılması ve görüntü kalitesi en çok dikkat çeken öğeler. Türkiye'nin en yenilikçi sanatçılarından biri olan Bedük'e klipte dünya çapında tanınan dansçı Yasmin Ogbu eşlik etmiş. Klibin koreografı ise daha önce Wiley, Kate Nash, Moby gibi isimlerle çalışmış olan Stuart Bishop. 



Bedük'ün kliple ilgili açıklaması ise şöyle: '' Dansın ve müziğin ritmine ancak Internet Explorer 9 gibi güçlü bir teknoloji ayak uydurabilirdi. Microsoft'a bize bu kaynağı bu şekle dönüştürmemize yardımcı olduğu için teşekkür ediyorum. ''

İşte Disco Breaker klibinin teaserı:

16 Aralık 2011 Cuma

My Interview With Carlos Martin



When did you start modelling and how?

I started 10 years ago with occasional fashion shows and shootings in my home town, after that I started to go to Madrid and Barcelona to bigger productions and 6 years ago I started to travel.

Modelliğe ne zaman ve nasıl başladınız?

10 yıl önce zaman zaman defilelerde yer alarak ve çekimlerle başladım. Sonra Madrid ve Barcelona'ya daha büyük yapımlarda çalışmaya gittim ve 6 yıl önce seyahat etmeye başladım.

Where do you live? What kind of life do you have?

I keep myself traveling around, I stay 3 months here, 2 there... discovering the world!

Hangi ülkede yaşıyorsunuz ve nasıl bir yaşantınız var?

Sürekli seyahat ediyorum. 3 ay bir yerde, 2 ay bir yerde kalıyorum... Dünyayı keşfediyorum.


In which commercials have you played so far?

I didn't count them, but some in many different countries.

Bu zamana kadar hangi firmaların reklam filminde oynadınız?


Saymadım ama birçok farklı ülkede reklamlarda oynadım.

Did " Biscolata " commercial change your life?

Maybe some people recognize me in Turkey, but that's it, no changes so far.

Biscolata reklamından sonra hayatınız değişti mi?

Belki Türkiye'de bazı insanlar beni tanıdı. Ama sadece bu kadar. Şimdiye kadar başka bir değişiklik olmadı.


Do you love Turkey? What do you think about Turkey?

I have spent there 3 summers of my life, if I come back again and again is because I like the people and the country.

Türkiye'yi seviyor musunuz? Sizce nasıl bir ülke?

3 yaz mevsimimi Türkiye'de geçirdim. Yine ve yine gelirsem bunun sebebi insanları ve ülkenizi çok sevmemdir.

Your fans think that you're very sexy. What do you want to say about this?

I have nothing to say, I am a regular person, like everybody else.

Hayranlarınız sizin çok seksi biri olduğunuzu düşünüyor. Neler söylemek istersiniz?

Diyecek bir şeyim yok. Diğer insanlar nasılsa ben de öyleyim.


Your fans want to know if you have a partner?

No, I have no girlfriend right now, it's hard if I am traveling all the time.

Hayranlarınız sevgiliniz olup olmadığını merak ediyor?

Hayır. Bugünlerde bir kız arkadaşım yok. Sürekli seyahat edince malesef zor oluyor.

Do you have any future project? If yes, which ones? What do you think about fashion?

Right now I am in New York and I will spend some time in here for first time if work is going good, but if something come up in Turkey, there I go! 

İlerleyen zamanlarda sizi hangi projelerde göreceğiz?  Moda ile ilgili neler düşünüyorsunuz?

Şu an New York'tayım. Eğer işler yolunda giderse burada ilk defa kalacağım. Ama olur da Türkiye'den iş çıkarsa yine geleceğim. 

Bu arada Carlos bana yeni yılda İspanya'da olacağını söyledi. Yeni sloganı şuymuş hatta : '' Spain is different '' is slogan. '' 

Carlos Martín

Twitter: @carlosmartinofc
Website: www.carlosmartin.info

11 Aralık 2011 Pazar

2011' in En İyi Yerli ve Yabancı Şarkıları


Genelde kötü olaylarla anacağımız 2011 yılını geride bırakmak üzereyiz. Aylin Aslım'ın bir şarkısında söylediği '' Geçmişi bırak, herşey yenilenir. '' sözünü uygulamak bir yerde doğru oluyor. Geçtiğimiz yaz pop müziğin kalesi sayılabilecek birçok sanatçının albümü çıktı. Eski yazılarımda da belirttiğim gibi sektörde kısır bir döngü söz konusu olsa da yazdan sonra gelen hareketlilik kendini hissettirdi. 

Hande Yener'in farklı bir yönetmeni ( Şenol Korkmaz ) tercih edip Apayrı dönemindeki düzeyine erişmesi son zamanlarda çok sık konuşulan konular arasında. Teşekkürler klibinin teaserını izledim dün. Görüntü kalitesi ve concept bana Hurts'un Stay klibini hatırlattı. Çok başarılı. Sezen Aksu ve Nazan Öncel 'de bu yaz albüm çıkaran büyük isimler arasında. İkisi arasında sanırım her ne kadar başlarda satmıyor gibi görünse de Sezen Aksu'nunki daha çok tuttu. ( Şarkıların tanıtımından uzunca bir süre sonra açılma olduğu kanaatindeyim. )

Bu yıl dünyadaki akım, belirli şarkıların izinden gitti. Lady Gaga, kliplerinin yönetmenliğini de üstlenerek sektörde marjinal izler bırakmaya devam ediyor. Edge Of Glory'den sonra klipleri tekrar toparlandı. Özellikle Marry The Night, kısa film tadında, çok gothic ve yaratıcı. Katy Perry, tam bir parti kızıydı bu yıl. Aklımdan tiii cii ayy eff ( t.g.i.f. - Last Friday Night ) diye bağıran grup hiç çıkmayacak. Şarkıların introlarına, alt yapılarına ve listelerdeki durumlarına dikkat ederek sizler için 2011'in en iyi yerli ve yabancı 10 şarkısını seçtim. - Albümlerin çıkış tarihlerini değil singleları kontrol ettim. - İşte listem:


Yabancı Top 10

1) Lady Gaga - Electric Chapel

2) Katy Perry - Last Friday Night

3) Jennifer Lopez - On The Floor

4) Adele - Set Fire To The Rain

5) Rihanna - S&M

6) Maroon 5 - Moves Like Jagger

7) Kylie Minogue / Taio Cruz - Higher

8) Dev - In The Dark

9) Beyonce - Run The World

10) Jessie J. - Price Tag


Türkçe Top 10

1) Hande Yener - Unutulmuyor

2) Gülşen - Sözde Ayrılık

3) Demet Akalın - Sabıka

4) Sezen Aksu - Unuttun mu beni?

5) Sıla - Kafa

6) Aylin Aslım - Aşk Geri Gelir

7) Nazan Öncel - Normal

8) Gece - Yarım

9) Model - Pembe Mezarlık

10) Murat Boz - Geri Dönüş Olsa

2 Aralık 2011 Cuma

Lady Gaga / Marry The Night Klip Yorumum


Lady Gaga'nın son teklisi Marry The Night, geçtiğimiz gece müzik piyasasına bomba gibi düştü. Başarılarının yanı sıra sansasyonel olgularıyla da adından söz ettiren Gaga'yı bu defa bir akıl hastanesinde görüyoruz. İlk kadrajlarda insanın ruhuna yansıyan piyano tuşları ve gothism. Gothisme, göğe uzanan pencerelerle vurgu yapılmış. Bale sahnesi, biraz 1800' lü yılların sonlarındaki tabloları anımsatıyor. ( Edgar Degas'ın minik dansçısı ) Küvet kurgusu, artık her klibin klişesi olsa da Lady Gaga bu kurguyu klasik biçimde sunmamış. Şarkı girmeden önce çan çalması ve tavandan giren ışık huzmesinin '' ay '' figürüne geçmesi oldukça etkileyici. Lady Gaga, genel anlamda bakıldığında bu klipte 80' lerin rockstarları gibi olmuş. Spor salonuna benzer bir mekanda geçen dans sahneleri, Nightmare on the Elm Street yıllarının kokusunda. Yanan arabaların olduğu sahnede, bir yerlerden Freddy Krueger çıkacak diye bekliyorsunuz direkt. ( Filmdeki araba mezarlığı sahnesi )  Klipteki karakterler, küçük bir çocuğun iç dünyasında ürettiği olağandışı, sıcak süper kahramanlar gibi. Bence avucuna yazmasına gerek yoktu. Zaten Lady Gaga tüm yaptıklarıyla dikkat çekiyor. 

Tavandaki haça bakarkenki kadrajda görülen gözlüğünü bir hayli beğendim. 


Credits

Director: Lady Gaga

Choreography: Richard Jackson

Director of Photography: Darius Khondji

Art Direction: Gideon Ponte

30 Kasım 2011 Çarşamba

Prejudice - AIDS / Dünya AIDS Günü


Bugün 1 Aralık Dünya A.I.D.S. Günü. Geçen sene sosyal medya üzerinden bu günle alakalı çeşitli paylaşımlar yaptığımı hatırlıyorum. Birçoğumuz yaptık. Peki bu paylaşımın ötesinde 1 sene içerisinde herhangi bir değişim söz konusu oldu mu? Kocaman bir hayır. Toplum olarak önyargılarımız içimizde büyüyüp daha ergen oldu. Hükmetmeye başladı bize. Yıllardır her yerde neredeyse megafonla söylenen bir cümle var. A.I.D.S. öpüşmeyle, yakınlaşmayla, yanyana bulunmayla, aynı havuza girmeyle vs. bulaşmıyor. Önyargı niye öyleyse? Çünkü zihinler karşı taraftan daha hasta. Bu yüzden rehabilitasyon dahilinde bir kazanım kesinlikle öne çıkamıyor. 

/ Aklıma HIV + olduğu için okul içerisinde dışlanan, ayrı bir sıraya oturtulan öğrenci ve ailesine '' Geleyim eve ben ders vereyim. Veliler rahatsız oluyor. '' diyen öğretmeninin utanmazlığı / cehaleti geldi. Bir öğretmenin zaten yara olan bir olayı sulandırması kadar vahim bir durum yok sanıyorum. /

Prejudice - AIDS yani AIDS'e karşı önyargı konulu bir fotoğraf çalışması yaptık 4 arkadaşımla. Her fotoğrafta AIDS' ın harflerini sırasıyla ters olarak göreceksiniz. Bu proje, toplumun konuya sırt dönüşünü, AIDS hakkında hiçbir şey bilmediği halde yanlış fikirler ürettiğini, doğru açıklamalara zor adapte olduğunu anlatıyor. Fotoğraflarda alt kısmın karanlık olması AIDS' in büyük oranda korunmasız cinsel ilişki ile bulaştığını , açık pembe renkteki harfler ise biraz daha az oranda kan yoluyla bulaştığını göstermekte. Bu projede modellik yapan Bilge Erçağ Başoğlu, Cem Özsancak ve Eren Şerbetçi'ye teşekkür ediyorum. 

Photography: Ozan Eicher ( http://www.facebook.com/ozaneicher )






Bu Ayakkabılar Tadından Yenmez / Haribo - Hummel


Yıllar önce Hans Riegel adlı bir girişimci, Almanya'nın Bonn şehrinde bir şeker firması kurmuştu. '' Haribo '' adını verdiği firma, kurucunun adının ve soyadının ilk iki harfi ile kurulan şehrin ilk iki harfinden oluşuyor. 1922 yılında dünyada adını altın ayıcık formuyla duyuran firma şimdi de çok farklı bir alanda sınırları zorlayacağa benziyor. 

Danimarkalı ünlü spor ayakkabı markası Hummel, Haribo ile anlaşarak tadından yenmez türde bol jelibonlu ve kokulu ayakkabılar üretmiş. İlk kez Taksim'de bir mağazada gördüm ve peşine düştüm bu konunun. Bir Haribo sever olarak içim çok ısındı bu ayakkabılara. Özellikle sarı renge sahip modelin tabanında rengarenk ayıcık motifleri var. Sanırım bu ayakkabıyı giysem yere basmak istemem. İşte o ayakkabılar:







29 Kasım 2011 Salı

2010' ların Erdal'ı: Levent Dörter


Son günlerde müzik piyasasında bir hareketlenme söz konusu. Yeni isimler, yeni albümler, yeni klipler... Yeni isimlerden en çok dikkatimi çeken Levent Dörter oldu. Tan ile düeti '' Duvaksız gelin '' den sonra '' Gel al anılarını '' adlı parçaya klip çektirdi. Ses rengini beğendim. Tonlamaları kusursuz. Yalnız sesi bana 90'lı yılların unutulmaz ismi Erdal'ı anımsattı. ( Biletini kestim senin, Gittin gideli ...vs. ) O özlediğim kaliteli ses Levent Dörter'de vücut bulmuş. Ayrıca Dörter'in katıldığı radyo ve televizyon programlarında eline gitarını alıp şarkılarını canlı söylemesini takdir ediyorum.

15 yıla yakın bir birikimin eseri olan ilk albümü '' Aşka Saygımdan '' ı edinmenizi tavsiye ederim. Canlı performansını görmek isteyenler, her perşembe 23.00 - 04.00 arası Nişantaşı Melon'a gidebilir.

Albümde yer alan şarkılar: 

1) Duvaksız Gelin ( Söz - Müzik: Tan Taşçı )

Dinler dinlemez hemen aklınızda yer ediyor. Boş bir anınızda şarkıyı mırıldanıyorsunuz. Alışkanlık yapıyor, sürekli dinliyorsunuz. Tan Taşçı'nın düet yapması da ayrı bir yön vermiş şarkıya.

2) Gel Al Anılarını ( Söz - Müzik: Serkan Özcan )

Bu şarkıyı ilk kez bir müzik kanalında dinledim. Klibe bakmamıştım ve Erdal yeni albüm çıkarmış sandım. Bir de baktım Levent Dörter'miş. Albümdeki favori slow parçam.

3) Kırk Yılda Bir ( Söz - Müzik: Taner Çalık )

Şarkının Taner Çalık Version'unu daha çok beğendim. Alt yapısı Avrupai.

4) Aşka Saygımdan ( Söz - Müzik: Adnan Fırat )

İnsanın ruhuna çok dokunan sözlere sahip bir parça. Adnan Fırat'ı bu bağlamda kutluyorum. Şarkı siz dinlerken öylece akıyor... Şarkının Ceyhun Çelikten Version'u hareketli. O hali gayet club tarzında olmuş. Temiz bir sounda sahip. Albümdeki favori parçalarımdan biri de bu.

aşka saygımdan susarım / bir müddet içime kapanırım / çekilir odama belki ağlarım  /  telefonlarımı kapatırım / ama bir gün insan içine çıkmaya karar verirsem / bu seni hepten unuttum demek hayatıma bakarım

5) Kalabalığa Karışırım ( Söz - Müzik: Fettah Can )

Kalabalığa Karışırım'da hareketli bir parça. Aranjesini beğendiğimi söyleyebilirim.

6) Aşka Saygımdan ( Ceyhun Çelikten Version )

7) Kırk Yılda Bir ( Taner Çalık Version ) 

28 Kasım 2011 Pazartesi

Murat Boz / '' Kalamam Arkadaş '' Klip Yorumum


Murat Boz, '' Aşklarım Büyük Benden '' albümünün 4. klip çalışmasını geçtiğimiz gece yayınladı. Klip, sözü Ayşe Özyılmazel'e müziği Ayşe Özyılmazel ve Mert Ekren'e ( Aranje: Mert Ekren ) ait olan '' Kalamam Arkadaş '' adlı parçaya çekildi. Klibin yönetmenliğini Korhan Bozkurt yapmış.

Albüm çıktığından beri hayranları, bu şarkıya klip çekilmesi gerektiğini sürekli sosyal medyada dile getiriyordu. Umarım bu klip tatmin edici olabilmiştir. Şahsen ben genel anlamda beğendim ve  her kadrajı kaçırmadan izlemeye çalıştım. Çünkü '' üst '' bir styling söz konusu. Alexander Kokoskeriya başarılı bir iş çıkarmış. Özellikle yakası kürklü ceket dikkatimi çekti. Klibin kurgusu gayet sade ve olayı net anlatıyor. Murat Boz'un karşısında biri olmadığı halde içinde yaşadıklarını karşısında biri varmış gibi dile getirdiği sahneyi sevdim. - beyaz masadaki - 

Murat Boz'un, aranjesi Erdem Kınay'a ait olan '' Geri Dönüş Olsa '' adlı parçası, müzik kanallarındaki listelerde ilk sıralarda yer aldı. Video ve müzik paylaşım sitelerinde ise oldukça fazla bir paylaşım sayısına sahipti. Kalamam Arkadaş'da aynı düzeyi yakalayacağa benziyor şimdiden. Herkese iyi seyirler...

27 Kasım 2011 Pazar

Şenol Korkmaz Röportajım


Yönetmenliğe başlama hikâyenizi anlatabilir misiniz?

Yüksek eğitim hayatıma aslında bilgisayar mühendisi olmak üzere başladım. 6 sene sonunda elimde Belçika’nın en iyi üniversitelerinden 2 adet bilgisayar mühendisliği diploması vardı. Ve direkt NASA ( Housten ) Mars program ekibine uzman olarak seçildim. 1 sene sonra bu mesleğin beni mutlu etmediğini anladım ve kaderimde beni bekleyen başka bir meslek olduğunu hissedip bu hissin peşinden gitmeye karar verdim.

Belçika’ya geri döndüm ve APPEL COMPUTER AIDED DESIGN AND MANUFACTURING’ de ders vermeye başladım. 2 sene sonra bu meslek de ruhumu doyurmamaya başladı ve serbest olarak o zamanki ismi ARCADE olan şimdi piyasada ROAD RUNNER RECORDS olarak bilinen şirkete ve Hollanda’daki bazı production şirketlerine yönetmenlik yapmaya başladım.

Tam bu zamanlarda SAATCHI&SAATCHI’ den gelen davet üzerine 7 yıl boyunca SAATCHI&SAATCHI’ nin Belçika ve Londra reklam yönetmenliğini yaptım. Artık yapmam gereken mesleğin yönetmenlik olduğunun kararını vermiştim ama mademki bu mesleği yapacaktım en iyisi olmalıydım. Bunun içinde Amerika / Los Angeles’a gidip 1 sene boyunca çok önemli bir yönetmenin yanında kaldım. Ve bugünlere geldim. Bugün bu mesleği seçtiğim için çok mutluyum ve yönetmenlik hayatımın en büyük aşkı.

Bu zamana kadar hangi isimlerle çalıştınız?

100’ den fazla reklam ve production yönetmenliği yaptim. Ama Türkiye’de çalıştığım kişileri söyleyecek olursak:

Mercan - Sana değil kardeşine.
Rober Hatemo - Mahrum
Hadise - Kahraman
Aslı Gökyokuş - Hayatın Anlamı
Pamela - Benim Farkım
Sinan Akçıl / Ajda Pekkan - Cumartesi
Hande Yener - Unutulmuyor
Hande Yener / Sinan Akçıl - Teşekkürler


Hande Yener Türkiye'den çalıştığınız 3. kişi. Genelde yabancı bazlı çalışmanızın bir sebebi var mı?

Hande Yener gördüğünüz gibi aslında çalıstığım 3. kişi değil. Genelde yabancı bazlı çalışmam da Belçika’da doğmam, eğitim ve iş hayatımın burada başlayıp devam etmesi büyük etken tabi ki ama Türkiye benim biraz geç farkıma vardı da diyebiliriz.

Hande Yener'in '' Unutulmuyor '' ve '' Teşekkürler '' adlı parçalarına klip çektiniz. Bu iki proje size nasıl geldi / teklif edildi? Çekimler sırasında neler yaşandı, bahseder misiniz?

Hande, Mercan’a çektiğim klipten sonra benim çalısmalarımı takip etmeye başlamış. Ve bir reklam filmi çekimi için İstanbul’da olduğum dönemde kendisi ile görüşüp Unutulmuyor ve Teşekkürler için beraber çalışmaya karar verdik.

Doğrusunu söylemek gerekirse yönetmen olarak kendisinden çok zor şeyler istedim. Özellikle İzlanda’ da -5 derecede çekim yapmak hem de o kostümlerle kolay değildi. Fakat kendisi profesyonelliğinden kaynaklanan gayretiyle bütün hepsinin üstesinden geldi. Ama çok eğlenceli vakitler de geçirdik. Özellikle buradaki ekip ile inanılmaz bir enerji yakaladı ve bu da çalısmamıza çok pozitif olarak yansıdı zaten.


Hande Yener'le çalışmanız bu projelerle sınırlı kalacak mı?

Tabi ki hayır. ( Gülüyor. )

Hande Yener size nasıl bir enerji verdi? Buradan kendisi hakkında söylemek istedikleriniz nelerdir?

Hande, karakter olarak çok enerjik, profesyonel ve pozitif bir insan. Tabi onun bu karakter özellikleri bana güzel bir enerji olarak yansıdı. Bence Türkiye Hande gibi kendini yenilemeyi hayat felsefesi edinmiş bir pop ikona sahip olduğu için çok şanslı.

Unutulmuyor klibindeki kostümlerin tasarımı kime ait?

Tasarımlar tamamen bana ait ama üretim aşamasında başında Alicia’nın bulunduğu styling ekibi ile çalıştım.

Röportaj teklifimi kabul ettiğiniz için size çok teşekkür ediyorum.

Blogunuz süper. Tebrikler…


25 Kasım 2011 Cuma

Tuğba Ekinci ile AIDS, CONDOM ve MÜZİĞİ üzerine yaptığım röportaj



Türkiye'de Aids'le ilgili şarkı söyleyen tek sanatçısınız. '' Condom '' projesi size ne şekilde geldi? Biraz bahsedebilir misiniz?

Condom isimli parça, bana ilk geldiğinde öncelikle içerdiği mesajdan dolayı ilgimi çekti. Türkiye'de bilinçli cinsel hayat ile ilgili çok büyük projeler olmadığını gördüm ve insanlara bir mesaj vermek amaçlı hem de farklı oluşundan dolayı bu şarkıyı sunmaya karar verdim.

Bazı insanlar '' Condom '' şarkınızdan sonra condomun ne demek olduğunu öğrendi. ( Buna bizzat şahidim. ) Bu konu hakkında söylemek istedikleriniz neledir?

Zaten asıl amacım buydu. Bunu gerçekleştirebildiğimden ötürü çok mutluyum. İnsanlar verdiğim mesaji doğru olarak algıladı.

'' 1 Aralık Dünya Aids Günü '' için vermek istediğiniz mesaj nedir?

Özel hayatlarında dikkatli olsunlar. Mutlaka korunmalarını tavsiye ediyorum.


'' Yüz Derece '' adlı parçanız için kimlerle çalıştınız?

Yüz Derece, sözü ve müziği Nazan Öncel'e ait olan bir şarkı. Albüm çalışmalarına başladığım zamanlarda aranjörüm Cüneyt Üstüner ile beraber Nazan Öncel şarkısına öncelik vermek istedik. Hasan Kuyucu' nun üstlendiği klip ile Yüz Derece şarkısının müthiş bir başarı yakaladığına inanıyorum.

Tuğba Ekinci'yi electronic alt yapılı şarkılarıyla seven büyük bir kitle oluştu. Peki ileriki dönemlerde de electronic çizgi üzerinden mi gidilecek?

Elektronik müzik dediğimiz bana göre modern pop soundları demek. Günümüz sounduna  uygun şarkılar yapmaya özen gösteriyorum. İleriki dönemlerde de yine batı soundu ile devam edeceğim.

Yakın zamanda bir single ya da albüm çalışması yapmanız söz konusu mu?

Yüz Derece henüz çok yeni. Ama albüm çalışmalarına başlamış durumdayım. Yavaş yavaş çalışmayı seviyorum. En kısa zamanda yeni şarkılarım ile karşınızda olacağım.

Yakında Cüneyt Üstüner'e featuring yaptığınız '' Bir Görsem '' adlı parçanın klibi yayınlanacak. Bizi nasıl bir concept bekliyor?

Evet, aranjörüm Cüneyt Üstüner ile böyle bir proje yaptık. Elektro-pop tarzında bir şarkı oldu ve henüz cd çıkmamışken insanların büyük beğenisini topladı. Concept sürpriz olsun istiyoruz. Yakında göreceksiniz.

Sizi marjinal, özgüveni yüksek ve toplumsal sorunlara duyarlı biri olarak tanımlıyorlar. Bu tanımları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kesinlikle doğru bir tanımlama. Doğrucu bir insanım. Düşündüklerimi söylemekten çekinmem.

Nazan Öncel denilince aklınıza ilk gelen nedir?

Benim için çok değerli bir sanatçı. Onunla çalıştığım için çok mutluyum.

Eurovision için size bir teklif gelse kabul eder miydiniz?

Kabul ederim. Müthiş bir show ile dünyaya açılmak için güzel bir başlangıç olabilir.

Buradan sizi sürekli takip eden dinleyicilerinize söylemek istedikleriniz :

Onları çok seviyorum. Beni dinlemeye devam etsinler. Her zaman güzel sürprizler ile onlarla beraber olacağım.

Hürriyet - Bumerang Ödülleri / Bumads Gecesi


23 Kasım gecesi, hurriyet.com.tr 'nin Hilton Convention Center'de düzenlediği Bumerang Ödülleri gecesindeydim. Blogumla '' En Sosyal Blog '' dalında yarıştım. Gece aynı zamanda hurriyet.com.tr' nin girişimi ile hayata geçirilen sosyal medya reklam platformu '' Bumads '' ın tanıtım gecesiydi. 

En başta iletişim konusunda biraz sıkıntı yaşamış olsam da ödül gecesi organizasyonu mükemmeldi. İçki servisleri,  açık büfe yemek kurgusu ve sahnedeki işleyiş son derece muntazamdı. 23 Kasım sabahı bir tweet okudum. Twette '' Bumerang Ödülleri '' ni bloggerların Oscar'ı şeklinde değerlendirmiş bir kullanıcı. Bu benzetiminde haklı.


Gecede 6 dalda ödül dağıtıldı. Her dal için en çok oyu alan site ve bloglar arasından jüri üyeleri 3 finalist belirlemiş. Blogum '' denizcankutlu.blogspot.com '', '' En Sosyal Blog Finalist Ödülü '' ne layık görüldü. Ödülümü aldıktan sonra tatlımı yemeye devam ettim. Masamda ödülü gören birçok kişi yanıma gelip kartlarını uzattı ve ödülle fotoğraf çektirdi. Ödül töreni ile ilgili videolar DHA ve Hürriyet Web TV' de yer alıyor.



Geceye katılan önemli isimler:

- Hürriyet Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Vuslat Doğan Sabancı

- Hürriyet İcra Kurulu Başkanı Hasan Hakkı Yılmaz

- Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Enis Berberoğlu

- Doğan Haber Ajansı Genel Müdürü Uğur Cebeci

- Hürriyet İnternet Genel Yayın Yönetmeni Fatih Çekirge

- Hürriyet Gazetesi Yazarı Ertuğrul Özkök

Gecenin sonunda jüri üyeleri arasında yer alan Bedük davetlileri coşturdu.


Oylama sürecinde bana oy veren herkese teşekkürlerimi sunuyorum. İyi ki varsınız. Blogger arkadaşım Cem Özsancak' da bana destek olmak adına törendeydi. Kendisine buradan ayrıca teşekkür ediyorum. Hep beraber hep daha iyiye...

16 Kasım 2011 Çarşamba

Hepsi - Uğraşma Klip Yorumum / Berkant Oğur'dan Backstage Fotoğrafları


2010 yılında piyasaya çıkan '' Geri Dönüşüm '' adlı albümüyle çevre bilincine dikkat çeken Grup Hepsi'den yeni klip geldi. '' Uğraşma '' adlı parçaya çekilen klibin yönetmen koltuğunda Gülşen Aybaba'yı görüyoruz. ( Bilindiği üzere Cemre Kemer'de Gülşen Aybaba'ya Kimse Bilmez klibinde styling konusunda yardımcı olmuştu. ) Klip Midas Stüdyoları'nda çekildi. 

Genel manada saç ve stylingi oldukça başarılı buldum. Özellikle kol ve boyun kısmı püsküllü, siyah kıyafetler kızlara çok yakışmış. Yasemin, saç modelinde değişime gitmiş. Daha fashionable ve güncel bir görünüm yakalamış. Klibin son kadrajlarında gördüğümüz göbek kısmı açık, eteği püsküllü kıyafetler kızların kendi tasarımı. Klipteki koreografiyi Avrupai düzeyde buldum. Herkese şimdiden iyi seyirler.

Ayrıca Grup Hepsi, Kral Pop sponsorluğunda konser turnesine devam ediyor. Kaçırmayın derim. İşte konser programı:



 UĞRAŞMA BACKSTAGE








Ayşe Kulin / Kulaktan Dolma Bilgilerle Yazdığı Yeni Romanı


Ayşe Kulin, lise yıllarımdan beri kitaplarını alıp okuduğum bir yazardır. '' Sosyal konulara duyarlılık '' noktasında çokça tanınıyor. Adı Aylin, Füreya, Sevdalinka gibi biraz daha eski kitapları ve tanıtımları iyi sayılırdı. Bir gün televizyonda '' Kardelen '' kitabı ile alakalı röportajına denk geldim. Kardelen projesi, Turkcell, ÇYDD ve Sezen Aksu gibi isim ve kurumların ön plana çıkarttığı köklü ve sosyal bir projeydi. Kız çocuklarının okutulması ve güncel düzeye ulaştırılması hedeflenmişti.

Ayşe Kulin'in röportaj sırasında '' Sosyal konulara duyarlılık '' ruhu, kadına '' karı '' şeklinde hitap ederek beni son derece şaşırtmıştı. Şimdi yeni romanı ve tanıtımıyla ikinci kez şaşırttı. Her yazdığı / sunduğu kitabı çok satan bir kadın yazarın gereksiz yere '' Pazarlama satanizmi '' içerisine girmiş olması üzücü. Kitabın adı '' G '' izli '' A '' nların '' Y '' olcusu. Eşcinsel aşk kaleme alınmış. - Pop müzik sanatçısı kafasıyla yapımcı istiyor Ayşe Kulin yazıyor. - 100.000 adet basılmış. Kulin : '' Eşcinsel dünyanın en yabancı motifi sekstir. Kitabımda sevişme kısmını yazamadım. Çünkü bilmiyorum. Bir arkadaşım beni gaylarla tanıştırdı. Bu kitabı o şekilde yazdım. '' diyor. Yahu bilmediğin olgunun gözüne neden parmak sokuyorsun o zaman? Eşcinsellik sonradan oluyormuş Kulin'e göre. Ayşe'ciğim bir kitap yazıyorsun ama konuya vakıf değilsin, nasıl olacak bu? Yüzme bilmiyorsan o acemilikle okyanusta yüzmek istemek niye?

8 Kasım 2011 Salı

Hande Yener'in Yeni Yönetmeni / Şenol Korkmaz



Her daim müzik tarzı ve marjinalitesiyle adından söz ettiren Hande Yener, Teşekkürler albümünde yer alan '' Unutulmuyor '' ve '' Teşekkürler '' adlı parçalara klip çektirdi. Teşekkürler albümünde hissedilen '' Apayrı albümüne yakın duruş '' kliplere de yansıyacağa benziyor. Zira Hande Yener'in yeni yönetmeni '' Şenol Korkmaz ''. 

Şenol Korkmaz bu zamana kadar yabancı birçok sanatçının yanı sıra Türkiye'den Mercan ve Hadise ile çalışmış. ( Mercan - Sana değil kardeşine, Hadise - Kahraman, My body ) Hande Yener ve Şenol Korkmaz, Twitter'dan '' Unutulmuyor '' un kadrajlarını paylaştı. '' Unutulmuyor '' parçasının güçlü soundunu yansıtabilecek Avrupai bir proje geliyor diye düşünüyorum.





Kısa kısa...

- Luca Tommassini ile çalışmaya başladıktan sonra Türkiye'nin en başarılı kliplerini müzik dünyasına sunan Hande Yener, Nasıl Delirdim? albümünden itibaren Kemal Doğulu ile çalışmaya başladı.

- Apayrı albümünde yer alan '' Kelepçe '' adlı şarkıya Roisin Murphy'nin yönetmeni Simon klip çekti. Klibin o zamanki değeri 200.000 Euro'ydu.

- Nasıl Delirdim? albümünde yer alan '' Romeo '' adlı şarkıya Kemal Doğulu klip çekti. Şarkı, dünyada Yener'in en çok bilinen şarkısı konumunda.

1 Kasım 2011 Salı

Teşekkürler ( Hande Yener ) Albümünün Aranjörleri Röportajım



Aranje çalışmalarına ne zaman başladınız?

Emrah Karaduman:

Aranje çalışmalarıma müziğin hayatın altyapısı olduğunu farkettiğim zaman başladım. Elimdeki klavyenin sequencer özelliğine, o dönemin güncel şarkılarını yazmaya çalışıyordum. Kayıt ve üst üste davul, bass vs. yazmak çok hoşuma giderdi. Hatta kayıt yaptığım klavyenin disket sürücüsü bozuk olduğundan hafızaya kaydedemeden akşama kadar uğraştığım şarkıyı gece sonkez dinler ve klavyeyi kapatarak silerdim. Sonra 14 yaşında kendi biriktirdiğim paralarla müziğimi daha da geliştirmek adına bir bilgisayar almaya karar verdim. Sonra kendimi zamanla geliştirmeye başladım. Çok sevdiğim, eğlendiğim işi yapıyorum. Aslına bakarsanız benden başka bir şey de olmaz.

Enver Günen:

Bu soruya müzik hayatımın başlangıcı olarak cevap vereyim. 9 yaşındayken annem ve babamın aldığı minik bir keyboard ile içimdeki melodileri tuşlara yansıtabildiğimi keşfettim. Bu hiçbir şeye benzemeyen bir duyguydu ki hala öyle. Lise yıllarına gelince, ben sadece müzikle uğraşmalıyım dedim ve daha sonra İstanbul’a taşındım. Çeşitli isimlere sahnede keyboard ile eşlik ettim. Bir yandan da bilgisayarla müziğin birleştiği dünyanın içinde geziniyordum. Sonra kendimi aranje yaparken buldum.

Bu zamana kadar hangi isimlerle çalıştınız?

Emrah Karaduman:

Hande Yener, Kenan Doğulu, Mustafa Sandal, Murat Boz, Ajda Pekkan, Fatih Ürek, Demet Akalın, Bengü, Emel Müftüoğlu, Sezen Aksu çalıştıklarım arasında önde gelen isimler.

Enver Günen:

Hande Yener' le çalıştım.

Hande Yener'in son albümü '' Teşekkürler '' deki düzenlemelerin neredeyse tamamı size ait. Bu projeye nasıl dahil oldunuz?

Emrah Karaduman:

Hande Yener’e 2 yıldır sahnede keyboard ile eşlik ediyordum. Sahne müzisyenliğimin yanı sıra Atma, Cumartesi gibi şarkılardan aranjörlük de yaptığımı biliyordu. Böyle bir talep geldiğinde de memnuniyetle dâhil oldum.

Enver Günen:

Home stüdyomda çalıştığım normal bir akşamdı, ta ki aniden kapım çalınana dek. '' Baskın var! '' diye bir ses duydum. Kapıyı açınca Sinan ve Hande'yi gördüm, çok güzel bir gündü. Daha detaylı olarak şöyle oldu: Emrah, Sinan ve Hande alt katta '' Teşekkürler '' albümü için konuşurken Emrah beni de önermiş Hande ve Sinan'a. Beni onlarla tanıştırdığı için Emrah'a çok şey borçluyum. Kendileriyle ve albümle tanışmamız böyle oldu.


Bu albüm Enver Günen'in ilk çalışmasıydı. Neler söylemek ister?

Evet, '' Teşekkürler '' ilk göz ağrısı benim için. Albümde çalışmaktan çok mutlu oldum ve keyif aldım.

Nonazayi'yi ben her daim Handece olarak tanıttım. Aslında Emrahçaymış. Çok sevilen Nonazayi parçası nasıl ortaya çıktı?

Müziğin dili yoktur. Müzik aslında bir mutluluğu, üzüntüyü, bir aşkı dile getiriştir. O yüzden bazı insanlar ‘’ Kulağıma hoş gelen her müziği dinlerim. ’’der. Onları yargılamayın. Doğru söylüyorlar. Sadece onlara tam olarak hoş gelen şeyin ne olduğunu bilmiyorlar. Hande Yener için bir şarkı hazırlamıştım Apayrı albümü döneminde fakat ulaştıramamıştım. Her işte bir hayır… Belki de vakti değildi. Teşekkürler albümü yapılırken dinlettiğimde nakaratına çok yükseldiler. Sinan Akçıl şarkıya A ve B yazıp topu kalenin önüne koydu ‘’ Veee Nonazayi ‘’

Hande Yener'le çalışmak sizi zorladı mı?

Emrah Karaduman:

Hande Yener’in vizyonunun geniş olması, yeniliklere açık olması anlayışındaki esneklik bizim için bir avantajdı. İsim vermeyeyim, bir albümde 3 aranje yaptım ve 2’si çıkartıldı albümden. Nedeni de saydığım özelliklerin çalıştığım şarkıcıda ve prodüktöründe malesef olamaması. Ben ve benim gibi düşünen birkaç yenilikçi arkadaşım buna gömleğin büyük gelmesi diyoruz. Bazen müziğime kapılıp bazılarının ticari kaygılarını unuttuğum olabiliyor ne yazık ki. Yine de benim müzikte riske karşı engel olamadığım bir tutkum var. Bu riskten keyif alıyorum. Aç kalacağımı bilsem de tek düze kılıfına hiçbir zaman girmeyeceğim. Nonazayi bunun en güzel ve samimi kanıtıdır. Hande ile de saydıklarım ortak özelliğimiz olacaktır ki çalışırken her zaman keyif almanın getirdiği bir kolaylık oluyor.

Enver Günen:

Daha önceden çok güzel işlere imzalar atmış, kaliteli ve popüler bir isimle çalışmak önemli ve ciddi bir iş. Zordu veya kolaydı demek doğru olmaz. Keyifli ve akıcı bir albüm çalışmasıydı. Hande, disiplinli ve daima pozitif düşünen bir insan. Bu da herşeye yansıyor. Emrah sahneye başladığı zaman, Hande'nin önceki albümlerinden birini imza için göndermiştim. Tanıştığımızda kendisine imza için teşekkür ettiğimde ‘’ Biz de senin imzalarını bekliyoruz. ‘’ demişti. Büyük bir şevk vermişti bana.

Birçok Hande Yener fanı, bu albümün genel manada '' Apayrı '' ya yakın bir duruşta olduğunu düşünüyor. Neler söyleyeceksiniz?

Emrah Karaduman:

Apayrı, beğendiğim bir Hande Yener albümü. O dönemler Hande Yener ile birlikte çalışmıyorduk. Ama tabi ki Hande Yener albümlerini yakından takip ediyordum. Kim bilebilir aşkı, Apayrı, Kelepçe çok güçlü şarkılar. Her Hande Yener albümünde olduğu gibi tabi ki bu albümde de Türk pop müziğine kazandırılan yeni soundlar mevcut. Kalıcı bir albüm olacağından hiç kuşkumuz yok.

Enver Günen:

Apayrı albümünü çok severim ama öyle bir kaygımız olmadı. Şarkıların ve Hande Yener'in ruhunu anlayıp kendimizi kattık hepsi bu.


Bestesini ya da aranjesini yaptığınız birçok şarkı listelerde şu sıralar fırtınalar estiriyor. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Emrah Karaduman:

Gerçek müzik, ne kadar kural ve matematik kabul etmese de dinleyici tarafından beğenilebilmesinin aslında ufak bir formülü var. Doğru parça+doğru şarkıcı+doğru aranje+doğru sound = kendini sahiplendiren sonuçlar. Kısacası bu parçaların başarısını, her basamağında yapılan doğru seçimler ve verilen doğru kararlara bağlıyorum.

Enver Günen:

Daha yeni başlıyorum. Ama şu var ki bu bir ekip işi. Ekibin halkaları doğru insanlardan oluşuyorsa başarı kaçınılmazdır.

Hande Yener'le ilgili ilginç bir anınız varmış. Bunu bizlerle paylaşabilir misiniz?

Emrah Karaduman:

Enver ile Samsunluyuz, ordan geldik ve 3 senedir İstanbul’dayız. İstanbul’a yerleşmeden önce Hande Yener, Samsun’a Doğupark konserine gelmişti. Biz de halktan biri olarak konsere gittik. Müzisyenler de ilgimizi çektiği için sahne kenarından izliyorduk. Ta ki bir görevli zat bizi ordan ‘’ Sizin sahnede ne işiniz var. ‘’ diye kovana kadar. Acımasızca kovulduk. Evet, bizim sahnede ne işimiz vardı? Bu soru hala cevapsız. Geçenlerde bir İstanbul konserinde Enver’le Hande’ye beraber aynı klavyeden çalarken aklıma geldi ‘’ Doğu park’ı hatırladın mı? ‘’dedim. Hande’nin bu olaydan haberi yoktu şu ana kadar. Belki de bu anı bizi gülümsettiği gibi onun da yüzünde ufak bir tebessüm yaratır.

Enver Günen:

İstanbul'a taşınmadan önce Hande Yener Samsun'a konsere gelmişti. Kendisinin hayranı olduğumuz için Emrah'la izlemeye gitmiştik. Hande'yi ve müzisyenleri daha yakın izleyebilmek için kalabalık arasından sahneye çok yakın bir yere geçmeyi başardık. Fakat güvenlik bizi kovdu. Tabi ki o zaman Hande Yener ve ekibiyle tanışmıyorduk. Kendisi de sanırım bu röportajdan duyacak hikâyeyi.

Önümüzdeki günlerde sizi hangi projede göreceğiz?

Emrah Karaduman:

Yakında Sezen Aksu’nun bir version albümü çıkacak. Albümünde 4 aranjem yer alıyor. Onun yanında da Emel Müftüoğlu’nun prodüktörlüğünü yaptığı bir projede de aranjör olarak yer alıyorum. Son olarak Hüseyin Karadayı’nın yeni çıkacak albümünde bir versionum var. Şimdiden iyi dinlemeler. Umarım seversiniz..

Enver Günen:

Önümüzdeki günlerde içinde bulunacağım güzel projeler var. Ama en yakın tarihte olan Sezen Aksu'nun remix albümü. Öptüm albümünde bulunan Ballı şarkısının yeni versionunu düzenledim. Diğer projeler de yakın zamanda gün yüzüne çıkacak.

Buradan sizi sosyal medyada sürekli takip edenlere söylemek istedikleriniz nelerdir? 

Emrah Karaduman:

Sosyal medyanın gücüne sonuna kadar inanan bir insanım. Elimden geldiğince etkili kullanmaya çalışıyorum. Ama buradan şunu söylemeden de geçemeyeceğim. Sadece sosyal medya kullanmakla etkili işler yapamazsınız. Ara sıra sokağa çıkmak lazım.

Son olarak Deniz Can Kutlu sana da teşekkür ederim. Herkes yemeği kimin getirdiğini görür. Mutfaktakileri görmek deskripsiyonel bir vizyon ister. Başarılarının devamını dilerim. Ozan Eicher'e de bu güzel fotoğrafları ortaya çıkardığı için ayrıca teşekkür ediyorum.

Enver Günen:

Mutfak kısmı hep merak edilir müzikle uğraşan kişiler tarafından. ( Biz de öyleydik. ) Günümüzde müzikle uğraşmayan dinleyiciler de mutfağı takip ediyor, bu çok memnuniyet verici bir durum. Hepsini sevgiyle selamlıyorum. Deniz Can Kutlu, bu güzel soruları hazırlayıp sunduğun için sana ve fotoğraflarımızı çeken Ozan Eicher'e çok teşekkür ederim. Keyifli bir sohbet oldu. Başarılarınızın devamını dilerim.

İletişim için:  http://twitter.com/#!/envergunen ( Enver Günen )
                     http://twitter.com/#!/ekaraduman ( Emrah Karaduman )

CREDITS

Photography : Ozan Eicher ( http://www.facebook.com/ozaneicher )
Styling : Deniz Can Kutlu
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
back to top