Yılmaz Başar Babür, uzun zamandır takip ettiğim başarılı bir fotoğraf sanatçısı, arkadaşım. Bizim sektörde, fason işler yapmayan alternatif işler üreten az sayıda insan vardır. Yılmaz Başar Babür de her yaptığı işle bu kategoriye girebilecek türde biri. Kendisiyle yılbaşından önce biraraya geldik ve hem ''Bad Boys'' adını verdiğimiz bir fotoğraf çalışması hem de güzel bir röportaj ortaya çıkarttık. Şimdi Yılmaz Başar Babür'ü daha yakından tanıma zamanı...
Fotoğraf çekmeye ne zaman başladınız?
15 senedir görsel alanda, çeşitli dallarda çalıştım. Fotoğrafa ise 5-6 yıl oldu başlayalı. Okulu, akademiyi reddederek kendim öğrenmeyi, keşfetmeyi, bunu yaşamayı seçtim. Fotoğraf serüveni, art direktörlük yaparken hobi olarak başlayıp sergilere, sonrasında muhabirliğe, tanıtım fotoğrafçılığına ve birçok alanda tanıdık simalarla güzel projeler oluşturmama kadar varan bir yolculuğa dönüştü.
Kendinizi fotoğraf sanatçısı olarak nitelendiriyorsunuz. ''Fotoğrafçı'' ile ''Fotoğraf Sanatçısı''nın ayırdını yapabilir misiniz?
Açıkçası etiketlerin ve kelimelerin etkilerindense, gerçekleri; yani yapılan işleri kıstas alarak değerlendirme yapmayı daha doğru buluyorum. Bu alanda, görsel tecrübesi olan biri olarak aslolanın işin kalitesi, özeni, neticesi olduğuna inanıyorum. Yaptığım şeyin, sadece fotoğraf olmadığına ya da tek bir etiketle anlatımının zor olduğunu düşünüyorum. Etiketi, izleyicisine, eleştirmenine bırakarak üretmenin özgürleştirdiği kanısındayım.
Daha önce ödül almışsınız. Bu ödülden biraz bahsedebilir misiniz?
2011’de, Londra ve İstanbul ayaklı Mind Ad firmasının düzenlediği “Fotoğraf Sanatçısı Ödülleri” yarışmasında profesyonel dalda “Yılın Kültür-Sanat Ödülü'nü kazandım. Coşkul Aral, Nihat Odabaşı gibi ustaların da jüride olduğu bir ödülü, sahnede onların elinden almak oldukça heyecan vericiydi.
Birçok müzik albümünün, kitabın kapak fotoğraflarını siz çekmişsiniz. Bunlar hangileri?
Deja-vu’nun ikinci albümü “Sinir Ötesi Operasyon”, Badem'in üçüncü albümü “3B”, Kolpa’nın “Maximum” singleı, Gerçek’in ilk albümü “Eşkıya”, Oia’nın Zeki Müren – Yaralı Gönül singleı ve şu sıralar çıkan Mental grubunun ilk albümü “Koyver Gitsin”. Tamamını; fotoğraflarından grafiklerine anahtar teslim kendi yaptığım işler. Badem’in 3B albümü, aynı zamanda Türkiye’nin ilk 3 boyutlu albümlerinden. Tayfun Şahin’in “Hazel”, “Mehdi” ve Altay Öktem’in “Yaram Yanlış Yerde” kitaplarının da kapak çalışmaları, bana ait olan çalışmalardan bazıları. Bunun dışında halen; oyuncu, cast, röportaj, tanıtım ve katalog çekimlerim sürmekte.
Yakın zamanda GİT adını verdiğiniz bir stüdyo açtınız. GİT'in açılımı ve amacı nedir?
GİT; Görsel İletişim Teknesi açılımıyla kurulmuş bir stüdyo, bir ekip, bir oluşum. “Yolda olanların teknesi” sloganıyla, projelerimizde sanatçı dostlarla ve asistanlarla; altyapıdan yetişen arkadaşlarla birlikte çalışarak görsel alanda faaliyet gösteriyoruz. Kaptanlığını yaptığım GİT, birçok farklı dalda hizmet veriyor; Kurumsal Kimlik (Logo, Web) ya da stüdyo, fotoğraf, grafik, video, kurgu gibi alanlarda web sitemizden (www.gitekne.com) de görebileceğiniz işlerimiz var.
GİT Stüdyosu'nda ne gibi etkinlikler oluyor?
GİT, çekimlerimizi yaptığımız stüdyo olmanın yanı sıra etkinliklerimizi, toplantılarımızı, sunumlarımızı, görüşmelerimizi ve projelerimizi ürettiğimiz bir mutfak. Zaman zaman da söyleşiler, performanslar, dinletiler gerçekleştirdiğimiz teknemizde; yakında fotoğraf, video ve re-touch üzerine workshoplar da başlıyor. Kısacası çok amaçlı ve görsel denizlerde geçen bir yolculuk hikayesi GİT.
GİT Stüdyosu'nda çalışma yapmak isteyenler, iletişimi hangi mecralardan sağlayabilirler?
GİT Stüdyosu'nda çalışma yapmak isteyenler, www.gitekne.com adresinden gerekli bilgileri bulabilirler. Ayrıca GİT’de bizimle projelerde çalışmak isteyen arkadaşlar www.gitekne.com adresinde GEL başlığının altında “GİT’le çalışmak ister misiniz”e tıklayarak form doldurabilirler. Ne istediğini bilen, özverili, saygılı, ekip çalışmasına uyumlu, görsel yolculuklara hazırlanan arkadaşları bekliyoruz.
İlerleyen günlerde GİT'te bizleri ne gibi sürprizler bekliyor?
GİT’de çok yakında workshoplar başlıyor. Fotoğraf, video ve re-touch konusunda alternatif bir öğrenme sistemiyle başlayacak workshoplar; çok daha hızlı, etkili, katılımcının potansiyeline göre şekillenebilen bir sistem. Ayrıca yeni klipler ve fotoğraf çekimleri yolda. Yeni projeler ve sürpriz görsellerle GİT olarak kalite üretmeye devam ediyoruz.
Sanatsal anlamda sizi besleyen ürünler, eserler var mı?
Pink Floyd’tan, Ben Harper’a, Ahmet Kaya’dan Sibel Kekilli’ye gerçekten güzel iş yapan ve sürekliliğiyle başarısını ispat etme şansı bulabilmiş bütün değerlerle besleniyorum. Jan Saudek ya da Ara Güler yada Dali; tarzlarından bağımsız ölümsüz işler yaratabilmiş; sanat dedirtmiş insanlar daima yeni nesillere ister istemez ilham olacaktır.
Bugünlerde hepimizin bildiği gibi eline her profesyonel fotoğraf makinesini alan fotoğrafçı olmak istiyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Tabii ki her tıraş makinesi olanın berber olmadığı gibi her fotoğraf makinesi sahibi de fotoğrafçı sayılamaz. Belli bir disiplin ve süreç eşliğinde gelişim göstermeden o konuda bir şey olduğuna inanmak; her gün tvde gördüğümüz sanatçıların sanat ürettiklerine inanmak kadar saçma. Kişisel olarak “Aynası iştir kişinin, lafına bakılmaz.” sözüne inanıyorum.
Sanatınızı icra etmede müziğin rolü nedir?
Müziksiz bir dünya alkolsüz bira gibidir. Kapaksız tencere ya da ışıksız medeniyet gibidir bence. Ruh rengimi etkileyen bir faktörün, ürettiklerimi etkilememesi düşünülemez.
Bir müzik albümünün fotoğraflarını oluştururken concepti nasıl belirliyorsunuz?
Birbirinden farklı müzik türlerinde fotoğraf çalışmaları üretirken; her projeyi kendi müziği ve dinleyicisinin beklentisi ekseninde ele alarak müzisyenle/müzisyenlerle toplantı yaparak birlikte karar veriyoruz.
Modeller: Gürsel Gülbay, Barış Gülbetekin, Barış Kenan Özkan, Taha Yıldız.