31 Temmuz 2011 Pazar

Sertab Erener / 2. '' Painted on Water '' Projesi



Painted on Water, Sertab Erener ve Demir Demirkan'ın kurguladığı ve yayınladığı bir proje. 14 adet türkü, Avrupai alt yapılarla bezenip güncel bir norma getirilmişti. Tabi Avrupalı müzisyen ve sanatçıların katkısı büyük. 2009'da piyasaya çıkan bu albümün 2. si de yolda. Erener ve Demirkan, bu proje kapsamında ilk olarak Brüksel'de konser vermişti. Amerika'da konserleri devam etmişti. Canlı performans sırasında sahnede ebru sanatı da icra ediliyordu. ( Brüksel'de Hikmet Barutçugil , Amerika'da Bingül Sevimli ) 



Deneysel bir çizgisi olan albüm, Demir Demirkan ve 9 Grammy Ödüllü Jay Newland'ın yapımcılığında Los Angeles ve İstanbul'da kaydedilmişti. Albümdeki sözler, daha önce Madonna, Celine Dion ve Vanessa Williams ile çalışan Phil Galdston ve Demir Demirkan'a ait. Ayrıca bu albümle Grammy'e de başvurulmuştur. 

Albümde yer alan şarkılar:

Blue
Love We Made
Mad Love
Nothing But to Pray
Painted on Water
1000 Faced Man
Let It Go
Before the Night
One Shot
Aegean Bride
Shenaz on Shiraz
Habudiyar
Shut Up and Dance
Before the Night ( Acoustic Version )

Bu projenin 2. sinin yanı sıra, Demir Demirkan'ın deneysel çalışması da yakında yayınlanacak.

24 Temmuz 2011 Pazar

Çantam / Küçük Odam


Çanta, uzun yıllardır birçok erkek ve kadının kullandığı vazgeçilmez bir aksesuvardır. Zaman içerisinde modayla uyum halinde çeşitli formlarda gördük. Ofise giderken, taşıtlarda, davetlerde, toplantılarda, alışverişlerde her daim çantamız bizimle. Kimi zaman plaj conceptiyle kumsalda yer aldı, kimi zaman da timsah derisi formuyla değer kazandı. 


Son zamanlarda Victoria Beckham dahil birçok ünlü, kendi çanta koleksiyonunu yaratmakla ön planda. Benim favorim Olsen kardeşlerin '' The Row '' u oldu. Hermes Birkin'e de hem görüntüsü hem de fiyatıyla rakip gibi görünüyor. Timsah, deve kuşu, kertenkele derilerinden üretilen ve 2012 kış sezonunda çıkacak olan bu çantaları, şıklığa önem veren kadınlar mutlak edinmeli. 





Erkekler için Kenneth Cole ve Coach marka çantaları öneriyorum. Kenneth Cole'nin birçok modeli görünüm açısından iyi. Genel olarak her yerde kullanılabilecek türde. Coach'ın canvas türündeki çantaları en sevdiklerim arasında. Günlük yaşantınızda rahatça kullanabileceğiniz gibi iş yaşantınızda da yanınızda taşımanızda bir sakınca yok. Bazı erkekler çanta kullanımını feminen bir olgu olarak görüyor. Denemekte yarar var diyorum. Zira ne zaman vintage ürünler satan bir dükkana gitsem erkek çantaları bayağı oluyor. Eski nesil çokça kullanmış.





21 Temmuz 2011 Perşembe

Nihan Buruk ve Misyonu



1983'te Cihangir'de doğan Nihan Buruk'un en büyük hayali moda sektörü içerisinde yer almaktı. Moda ve tekstil tasarımı bölümünü kazandı ve bitirdi. Sonrasında ise 2008 yılında kendi markası olan '' Nihan Buruk '' u kurarak Çukurcuma'da ilk tasarım atölyesini açtı. Haute couture tasarımları ile bir hayli ön plana çıktı.


Dekorasyona olan ilgisiyle de bilinen Nihan Buruk, dekorasyon ve giyim tarzının bir kadının yaşam stilini ortaya çıkardığını düşünüyor. Nihan Buruk, 2008'den bu yana İstanbul / Nişantaşı mağaza, Çeşme / Alaçatı ve Nişantaşı atölye olmak üzere toplam üç noktada '' Nihan Buruk '' markası ile tasarımlarını ve dekorasyonunu birarada sunuyor.


Nihan Buruk'un beni en çok etkileyen yönü, geçtiğimiz günlerde Alaçatı'da UNICEF için gerçekleştirdiği gece oldu. Geceye cemiyetin tanınan isimleri de katıldı. Tabi ki buna bağlı olarak basın da oradaydı. Nihan Buruk, eşiyle beraber pozitif enerji yaydı. Tasarımları da sade olmasının yanısıra bir hayli hoştu. Etkili bir tanıtım yapılmış oldu.


// Dikkatinizi çekmek istediğim diğer bir nokta ise Nihan Buruk'un tasarımcı kimliğiyle biliniyor olması. '' Okan Buruk'un eşi '' şeklinde zikredilmiyor. //









19 Temmuz 2011 Salı

Hande / Sertab Gerginliği



Hande Yener, birçoğumuzun bildiği gibi Hülya Avşar'ın vasıtasıyla 92 yılında Sezen Aksu'nun vokalisti olarak sanat dünyasına adım attı. 2000 yılında DMC' den çıkan ilk albümü '' Senden İbaret '' ile piyasaya bomba gibi düştü. Milyonları peşinden sürükledi. 11 yıldır yükselen grafiğiyle hep bizlerle...

Geçtiğimiz Kral TV Müzik Ödülleri'nde dikkatimi bir durum çekti. Sezen Aksu, öğrencim dediği sanatçılarla birlikte bir gövde gösterisi yaptı. Aşkın Nur Yengi, Levent Yüksel, Sertab Erener şüphesiz Sezen Aksu'nun en dikkat çeken öğrencileridir. Ama Hande Yener nerede? Hande Yener'de yıllarca öğrenciliğini, vokalistliğini yapmadı mı Sezen'in? Ben bu bağlamda Hande Yener'e olumsuz bir ötelemasyon yapıldığını düşünüyorum. Bu durumdan çokça rahatsız oldum.



Dün gece de bu olaya benzer bir durum '' Star Akademi '' adlı yarışmada gerçekleşti. Jüri üyelerinden Sertab Erener, Hande Yener'in bir hayli ünlü şarkısı Romeo'yu seslendiren Elyane adlı yarışmacıya '' Böyle yüksek performans gerektirmeyen bir şarkıyı söyleyemedin, söylemen gerekirdi. ''dedi. Romeo şarkısını ve Hande Yener'in performansını sıradan bulduğunu ima eden bir cümle kurdu. Türkiye'den dinlediğim isimler arasında yer alan Sertab Erener gibi bir sanatçıya diğer önemli bir isim olan Hande Yener için sarfettiği sözler yakışmadı. Çok şaşırdım. Eurovision birincisi olmak demek her sanatçıyı eleştirebilecek düzeyde bir hakka sahip olduğunu göstermiyor kimsenin. Ortada şöyle de bir gerçek var. Romeo şarkısını tüm dünya dinledi. Avrupa'daki birçok kulüpte sıkça çaldı. MTV listelerinde uzun süre kaldı ve 2 milyonun üzerinde dijital satış sayısına ulaştı.

Hande Yener'in Sertab Erener'e Twitter'dan verdiği cevap: '' Romeo şarkısı için büyük bir performansa ihtiyaç yok diyen kişi, karra yarra şarkı mı ki diye sorarlar adama! ''

Son söz sizin...

17 Temmuz 2011 Pazar

'' 4. Kemal '' Albümüyle Kemal Doğulu



Kemal Doğulu, '' Bir Yerde '' , '' Uzayda Aşk Var '' , '' Ters Köşe '' albümlerinden sonra şimdi de '' 4. Kemal '' albümüyle geliyor. Daha önce ev davetinde derinlemesine bilgi edindim. Kemal Doğulu, albümün adını söylediğinde biraz gülmüştük. Çünkü hem espirili hem de yaratıcı bir adı var. Albümün adı, 4. projesi olmasından ötürü '' 4. Kemal ''. Albüm, sözleri - müzikleri Serhat Tekin'e ait olan  Oynuyorum ve Eyvallah adında iki şarkıdan oluşuyor. Eyvallah slow, Oynuyorum ise biz electroseverlerin bir hayli beğeneceği electropop tarzda.

Kemal Doğulu - Eyvallah (2011) by ApayriMuzik

Albümün adına uyum sağlamak amacıyla Kemal Doğulu, birçok kumaş satın almış ve Selim Baklacı'nın kapısını çalmış. Sonuç olarak güncel padişah kıvamında bir concept yaratılmış. Kemal Doğulu, bu vesileyle 4. Kemal olmuş. Albümün kapak fotoğrafını Savaş Doğan çekmiş. Albümün kapağında Kemal Doğulu'nun adı, bileğindeki dövmesinde olduğu gibi yazılmış. Müzik direktörlüğünü ise Kemal Doğulu yapmış. Yakında '' Oynuyorum '' adlı parçası kliplenecek. Hepinize şimdiden iyi dinlemeler...

15 Temmuz 2011 Cuma

Ajda Pekkan / '' Farkın Bu '' Albüm Yorumum



 Ajda Pekkan... Yıllardır hem nostaljik hem de güncel olmayı başarmış, siyah, beyaz ve diğer tüm renkleri içinde barındıran, ilerleyen yaşına rağmen moda ikonu konumunda bir kadın / sanatçı. Enrico Macias ile 1976 'da Olympia'da verdiği konser sırasında '' superstar '' şeklinde anons edildi. O günden beri lakabı superstar. Yıllar sonra bir konserde Macias ve Pekkan tekrar buluştu. Macias, Pekkan'ın halen değişmediğini söylemişti.

 Eurovision macerasından sonra pek istediğini bulamayan Ajda Pekkan, 2000'li yıllara fırtına gibi bir giriş yaptı. Son yıllarda olay yaratan '' Vitrin '' , '' Resim '' , '' Cumartesi ( Sinan Akçıl / Kalp Sesi albümü ) '' şarkılarının yer aldığı albümlerden sonra şimdi de '' Farkın Bu '' adlı albümüyle karşımızda.

Albümde yer alan şarkılar ve yorumlarım:

1) Yakar Geçerim ( Söz - Müzik: Tarkan )

Ajda Pekkan -Yakar Geçerim by Erkancatz

 Bu şarkı radyolar ve birçok kişi tarafından çok sevildi. Fakat bana alışılagelmiş Ajda kokan şarkıları hatırlatmadı pek. Sadece alt yapısını beğendim.

2) Heves ( Söz - Müzik: Murat Aziret )

Ajda Pekkan -Heves by Erkancatz

 Öncelikle introsunu çok beğendim. '' Aşk bir ceza adam gibi sevmeyene '' kısmı dikkatimi çekti parçada. Güçlü bir kadın şarkısı.

3) Farkın Bu ( Söz - Müzik: Beatriz, Maria Alejandra, Maria Angales Viviana )

Ajda Pekkan -Farkın Bu by Erkancatz

 Ajda'nın bazı eski şarkılarındaki Fransız tınıları mevcut bu parçada. Dinler dinlemez o atmosferi algılıyorsunuz. Şarkı, Ajda'nın sesine çok uymuş.

4) Yine Tek ( Söz: Namiq Qarachuxurlu Müzik: Minaye Xanim )

Ajda Pekkan -Yine Tek by Erkancatz

 Özellikle müziğini çok dinlendirici buldum. Sözleri de oldukça iyi. Slow tarzda bir parça.

5) Arada Sırada ( Nencho Version ) ( Söz - Müzik: Sinan Akçıl )

Ajda Pekkan - Arada Sırada (Nencho Remix) by LaNs'

 Albümü sadece bu şarkı için bile alabilirsiniz. Sözleri ve müziği mükemmel. Albümdeki favori parçam. Sinan Akçıl'ın şarkı konusunda zirve yaptığı an diyebilirim. Ajda Pekkan'ı, yazın bu şarkıyla oldukça sık duyacağız diye düşünüyorum.

6) Hadi Gel ( Söz - Müzik: Serdar Ortaç )

Ajda Pekkan -Hadi Gel by Erkancatz

 Albümdeki eğlenceli parçalardan biri. Severek dinleneceğine eminim. Sözlerini beğendim.

7) Özetle ( Söz - Müzik: Onur Baştürk )

Ajda Pekkan -Özetle by Erkancatz

 Parçanın alt yapısına hayran kaldım. Sözleri de oldukça başarılı. Onur Baştürk beni şaşırttı açıkçası. Albümde Arada Sırada parçasından sonraki favorim diyebilirim.

8) Asla ( Söz: Vasilis Giannopoulos Müzik: Antoni Vardis )

Ajda Pekkan -Asla Deme Asla by Erkancatz

Farkın Bu ve Yine Tek tarzında Avrupai, slow bir parça.

9) Ucuz Roman ( Söz - Müzik: Kutlu Özmakinacı )

Ajda Pekkan -Ucuz Roman by Erkancatz

 Ajda Pekkan, bu parçada Yüksek Sadakat grubu ile düet yapmış. Alternatif bir parça. Yüksek Sadakat grubunun birçok şarkısına bir hayli benziyor. Bu şarkıyı sevemedim.

10) Arada Sırada ( Sinan Akçıl, Tolga Kılıç Version )

11) Arada Sırada ( Cem İyibardakçı Version )

14 Temmuz 2011 Perşembe

Hande Yener / Bana Anlat Klip Çekimi

  
Hande Yener, yakında çıkacak olan albümüyle müzik piyasasına yine bomba gibi düşecek. '' Bana Anlat '' adlı parçası, listelerde üst sıralarda yer alıyor. Daha önce aldığım bilgilere göre stüdyoda çekilecek diye bekliyordum klibi. Fakat sahilde ve otelde çekim yapılmış. Şile / Ağlayankaya 'da çekilen klibin yönetmen koltuğunda Kemal Doğulu var. 08.00' den 21.30' a kadar süren çekimleri, otelin çevresinde yer alan kişiler ve müşteriler bir hayli merakla izlemişler. İşte klipten ilk fotoğraflar : 










12 Temmuz 2011 Salı

Cem Adrian Gecesi



Cuma gecesi, hüzne bürünmek için fazla enerjik bir gecedir. Ama biz geceye Cem Adrian'la başlayıp hüzünlendik. Romeo&Juliet adlı mekanda gerçekleşen konserin açık hava olmasını ayrı sevdim. Gecede '' İncir Reçeli '' filminden tanıdığımız Halil Sezai Paracıkoğlu'da vardı. Çok renkli bir kişilik. Kendisiyle fotoğraf çektirirken rakısını döktük. Sonra yenisini aldık tabi. İlerleyen saatlerde Cem Adrian'la düet de yaptı.


Cem Adrian, sahneye şaşadan uzak bir biçimde çıktı. İlk şarkısını söylemeye başladığı anda güzel bir sessizlik oldu. Kolları ve yakası taşlı olan, ön kısmı fırfırlı bir bluz vardı üzerinde.


'' Ben bu şarkıyı sana yazdım '', '' Bir melek ölürken '', '' Bana özel '' gibi eski şarkılarının yanı sıra yeni albümünden de şarkılarını seslendirdi. Beni en çok etkileyen şarkıları '' Herkes gider mi? '' ve '' Bana ne yaptın çocuk? '' oldu.

Cem Adrian, gecenin sonunda o sakin ve duru ses tonuyla '' Ben uzun vedalardan hoşlanmıyorum. O yüzden hepinize kısaca çok teşekkür ediyorum. '' dedi ve sahneden ayrıldı. Tabi hepimizi derinden etkilemiş bir şekilde bırakarak...  Ayrıca Almanya'dan gelen arkadaşımı kulisine kabul edip fotoğraf çektirdi. Cem Adrian'ın canlı performansı kesinlikle izlenmeli.

3 Temmuz 2011 Pazar

Manik Depresif Psikoz


    
Manik depresif bir kişi... Daha çok irdeleyeceğim konu, manik depresyonun, kişinin yaşantısına ve kendisine nasıl etki ettiği. Öncelikle manik dönem ve depresyon dönemi nedir bunları inceleyelim. Manik dönem, kişinin enerji fazlalığı yaşadığı, kendine aşırı güvendiği, çok fazla para harcadığı, çok fazla seks yapma ihtiyacı duyduğu, kendine ve giydiklerine çok özen gösterdiği bir dönem. Kişinin bu gibi davranışları, yaşantısını sekteye uğratmaktadır. Kişide kalıcı hasarlar bırakabilir. Ayrıca kişi sosyal açıdan rahatsız edici bir statüye düşebilmektedir. 

Depresyon döneminde ise kişi dışarıya çıkmak istemez, kimseyle iletişim kurmak istemez, bazen günlerce yıkanmadığı gözlenir. Artık hayattan herhangi bir beklentisi kalmamıştır. Bu durumda kişinin öğrenim hayatı ya da iş hayatına olan olumsuz baskı artmaktadır. Tüm bu hastalığa '' bipolar bozukluk '' da diyebiliyoruz. Bu hastalık, içerisinde kişinin bazı alışkanlıklarını içeren '' obsesif kompulsif bozukluk '' u da barındırabilir.


Bu hastalık, psikiyatrist kontrolünde ilaç tedavisi şeklinde giderilmeye çalışılmaktadır. ( Kullanılan bazı ilaçlar:  Citol, Meresa vb. ) 


  Yaptığım araştırmalara göre, ortalama 7-8 yıldır bu hastalıkla yaşayan kişiler, en az 1 kez intihara teşebbüs etmiş. Genellikle ilaç alım saatlerini unutuyorlar, cinsel konulardan bahsetmeyi seviyorlar, çok alıngan oluyorlar, sizi ya çok seviyorlar ya da hiç sevmiyorlar. Ayrıca bazı ileri vakalarda lityum tedavisi görenler mevcut. Lityum tedavisi alan hastaların senede 3-4 kez kan değerleri kontrol ediliyor.
      
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
back to top