Moda etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Moda etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Mayıs 2012 Cuma

Arı Kuşu ve Bitmeyen Yenerji



İyi ki doğdun '' Arı Kuşu ''

Geçtiğimiz cumartesi günü moda tasarımcısı Figen Üntürk'ün Teşvikiye'deki showroom açılışına katıldım. Blogger olarak yalnızca beni çağırmış olmaları tabi ki onore edici bir durumdu. Figen Hanım, her şeyi o denli pozitif ve naif bir biçimde organize etmiş ki kapıdan girerken duyduğum keman seslerinden dahi bu anlaşılıyordu. Showrooma girer girmez sıcak renkler karşılıyor insanı. Koleksiyonun adı '' Arı Kuşu ''. Lazer kesim tshirtlerden elle işlenmiş tek omuzlu bluzlara kadar kadınları cezbedecek ilk bölümde bir hayli zaman harcadım. Pullu ceketler, elbiseler, tulumlar... Hepsi alınası ve rengarenk. Diğer bölümde daha çok genç kesime hitap eden tasarımlar vardı. Figen Hanım, spor yaparken şık olmak isteyen kadınları da unutmamış. Pullu taytlar, '' Ben koşu bandında da şık olmalıyım. '' diyen kadınlar için çok ideal.

Genel olarak baktığımda bütün tasarımlar her kadının tercih edebileceği türde. Hani bazı tasarımlar vardır ya çok beğenirsiniz ama çok marjinaldir, hiçbir yerde giyemezsiniz. Figen Hanım, bunun ölçüsünü bulmuş diyebilirim. Yazın renkleri ve enerjisi üzerimde olsun istiyorsanız doğru adres '' Figen Üntürk ''. 

Adres: Teşvikiye Şakayık sok. No: 38/4 

Bitmeyen Yenerji 

Hande Yener, canlı performansı kesinlikle izlenmesi gereken sanatçılardan biri. Teşekkürler albümü yayınlandığından beri herhangi bir konserine gitmemiştim. Bu defa vakit bulup hemen Taksim'deki Bronx Pi'nin yolunu tuttum. Konsere Tanju Çolak, Oben Budak, Serhat Kidil gibi isimler de gelmişti. Uzun bir bekleyişten sonra Hande Yener'in sesinin duyulmasıyla salonu büyük bir coşku kapladı. Tabi ben acaba ne giymiş düşüncesiyle hemen Hande'yi mercek altına aldım. İki parçadan ibaret, alt kısmı deri bir mayo giymişti. Çok samimi söylüyorum bu kadını ekranda kötü çıkarıyorlar. İnsan Romeo döneminden beri hiç mi yaşlanmaz yahu ! Bildiğiniz enerjik Hande Yener. 


Konserde izleyicilerin istediği şarkıların neredeyse tamamı elektronikti. Hande Yener de bu isteklere uyup yalnızca 2 slow söyledi. Genel anlamda Hayrola, Apayrı ve Nasıl Delirdim albümlerindeki şarkılardan oluşan repertuvarıyla unutulmaz bir gece yaşattı. 


Gecenin en komik anı

Hande Yener: Geçen gün bir film izledim. Filmde şöyle bir cümle geçti: '' Yaşlandığınızda sadece çok seviştiğinize üzülmeyeceksiniz. '' 

24 Şubat 2012 Cuma

Blogger Onur Yüksel ile Moda Üzerine Sohbet




'' sokaktanemoda.com '' nasıl ortaya çıktı? Biraz bahsedebilir misin?

Moda ve tasarım, fazlasıyla ilgi alanımızdaydı. Ve bu ilgiyi kişisel paylaşımlarımızdan, bloglarımızdan daha büyük bir platforma taşımak istedik. 3 yıl önce yola çıktığımızda, Türkiye'de bir sosyal moda platformu yoktu. Başlangıçta kullanıcıların stil paylaşımı ve diğer kullanıcıların yakışmış - yakışmamış gibi öznel yorumlarını toplamak, moda ve kombin konusunda fikir alışverişine ortam sağlamak üzerinden yola çıktık. Ancak kitle genişledikçe ve ilham veren stil sahipleri çoğaldıkça, vizyonumuzu ileri taşıdık. Sokaktanemoda.com ile bugün en büyük hayalimiz, İstanbul sokak modası denildiğinde, Paris, New York, Londra, Milano veya Stockholm sokak modası dediğimizde nasıl zihinlerde bir olgu canlanıyorsa, bunu kendi ülkemiz için de yaratmak. İyi giyinenleri ön plana çıkartmak, henüz arayış içinde olanlara ilham vermelerine olanak tanımak ve gelecekte sokaklarımızda daha çok güzel giyinen, stil sahibi insanlar görmek gibi büyük bir hedefimiz var. Sokaktanemoda.com, zengin içeriği ile alışveriş öncesi de fikir sahibi olmaya olanak tanıyor. Moda markalarının on-line satış siteleri hazır olduğu an, Sokaktanemoda.com'da gördüğünüz o marka ürünü ya da benzerini hemen satınalabilir olacaksınız. Sokaktanemoda.com'da kullanımı en basite indirgemeye çalıştık. Hala da çalışmalara devam ediyoruz. Yakında yeni hazırladığımız olumlu bazı değişiklikleri yayına alacağız.

'' sokaktanemoda.com '' a nasıl üye olunuyor? Sitenin genel concepti nedir?

Sokaktanemoda kısaca Sosyal Moda Platformu. Modayı seven, giyinmeyi seven, merak eden herkes üye olabilir. Kullanıcılar kombin fotoğraflarını paylaşabildiği gibi sadece ilham almak veya bugün dışarı çıkarken nasıl giyinsem sorusuna cevap aramak için sitede keşfe çıkabilir. Sokaktanemoda.com'a üye olanlar stillerini gösteren fotoğraflarını paylaşabilir, başka kullanıcıların stillerini beğenebilir, sosyal mecralarda beğendiklerini tek tıkla paylaşabilir, beğendikleri üyeleri takibe alabilir, aynı şekilde çok beğendikleri stili, ileride dönüp bakmak için kendi kataloglarına ekleyebilir. Paylaşılan fotoğraflarda, her ürün tek tek renk ve markasına göre etiketlendiğinden, kullanıcılar aynı zamanda beğendiklerini ürünün markasına tıklayıp, bugüne kadar o marka ile kombinlenmiş tüm fotoğrafları listeleyebilir, hangi parçalar, hangi renkler nasıl kombinlendiğinde daha iyi sonuç veriyor görebilir ve sonuçta daha çok ilham alabilir. Üye olmayanlar ise sadece fotoğrafları görüntüleyebilirler. Kombin yüklemek ve yorumda bulunup katalog oluşturmak için üye olmak gerekiyor.

Genelde hangi blog ya da siteleri takip edersin?

Moda ile ilgi çok şey takip ediyorum, bloglar da bunun ayrılmaz parçası. styleboom, iconjane, offnegiysem, niceboysfornicethings, zetfashion, koraycaner, cindirella under the umbrella ... liste oldukça uzun. Yabancı site olarak fashionbeans, mashKULTURE, the selby takip etmekten zevk aldığım bloglar. Bir de dergi takıntım var, özellikle daha niş, daha alternatif olanları bulup okumaya çalışıyorum.


Son zamanlarda moda üzerinde süregelen postmodernizmi nasıl değerlendiriyorsun?

Moda her zaman bir sonraki arayışında. Modernizm ne kadar dönemsel olsa da moda sektörü için bu süre 6 ay. Bir sonraki koleksiyon -çoğu zaman farkında olmadan- kendini postmodernizme teslim ediyor. Özellikle bazı tasarımcıların, tasarımdaki evrensel doğru kabul edilen kalıplarının dışına çıkması, ticari bir başarı getirmese de bireyin sıradanlıktan ayrışması için bir seçenek sunuyor. Moda'yı bir kurallar bütünü olarak görmektense her şeyin göreceli ve her şeyin geçici olduğunu söylemek daha net bir tanım olabilir. Toplumdaki tüm değerler, bireysel ve kültürel olarak belirlenirken aslında bu değerlerin bütünü belirli bir dönem için geçerliliğini koruyabilir. Moda Tasarımcısının bu dönemleri önceden terk edip alternatif arayışında bulunması kadar, ticari kaygıları da bir şekilde dengelemesi takdir edilmesi gereken bir durum.

Türkiye'de modaya karşı doğru bir bakış açısı var mı?

Bakış açısı zaten çok subjektif bir yaklaşım, açıkçası nasıl bir noktadan baktığınız ile doğru orantılı. Ekonomik durum, eğitim ve sanat bu açıyı oldukça etkiliyor. Sanat ve eğitim konusunda doğru bir yerde olduğumuzu söyleyemiyorum. Takdir etmesini bilmeyen bireylerden bir toplum oluşuyor gibi geliyor. Moda ise hep takdir ve beğeni üzerine kurulu. Bu noktada daha zamana ihtiyacımız var diye düşünüyorum. Ama sadece zamanın geçmesine değil, zamanın eğitim ve sanat ile öğütülmesine. Bayağı bir mesafe bahsettiğim.

Retro kültürü hakkında neler düşünüyorsun?

Yarın olduğu sürece retro hep olacak. Sonuçta yarın, geçmişten beslenen bir olgu. Algımızı açan ve bizi bu olguya alıştıran ise hep retro kültürü. Sonuçta gün geçtikçe özlenen bir algı haline gelmeye devam ediyor.

Bir erkeğin dolabında bulunması gereken en önemli ürünler hangileridir?

İki çeşit, kalıbı üzerinize oturan kot pantalon şart! Biri günlük kullanım için, diğeri akşamları kurtarıcı olacak. İkinci kot pantolon boru paça, ayakkabı hizasında ve klasik renk olursa daha çok işe yarar. Bir siyah, bir de beyaz desensiz, bisiklet yaka ya da polo yaka iyi kalite t-shirt hayat kurtarır. Beyaz ve üste çok iyi oturan bir gömlek, tüm renklerle rahat kullanabilmek için gri ya da bej rengi bir trençkot, ve yine gri bir ceket ve hırka dolapta mutlaka durmalı. Bu saydıklarım dolabınızda varsa, senelerce kurtarıcı olacağını garanti ediyorum. Gerisi artık zevkinize göre seçeceğiniz aksesuar ve renkli parçalarla stilinizi yansıtmaya kalıyor.

1 Şubat 2012 Çarşamba

Sosyal Medya Canavarları İçin '' Forever Young ''


Moda tasarımcısı Günsel Ülkü, sosyal medya canavarları için birçok tshirt tasarlamış. Facebook, Twitter, bbm mecralarını yazılı biçimde yansıtan tshirtler, herkesin giyebileceği sadelikte. Sanırım '' I'm online now '' tam benlik. Ayrıca yaklaşan sevgililer günü de unutulmamış. Sevgililer gününe özel tasarımlar da sitede yer alıyor. 



Ülkü, '' Forever Young '' adını verdiği koleksiyonunu geçtiğimiz Best Model of Turkey'de yer alan modellerle tanıtmış. Bunlar: Engin Gülsoy, Yusuf Çim, Ufuk Değer. http://www.gunselulku.com/ sitesinden sipariş verebiliyorsunuz. Ülkü, '' Forever Young '' u şu şekilde tanımlıyor: '' İnsan bir kere genç olur, ama ne kadar süreceği size bağlı... Gençler ve genç kalanlar için hazırladığım FOREVER YOUNG koleksiyonu, genç, sportif, seksi, cool, şirin, komik, neşeli, yaratıcı, enerjik, şık, stil sahibi, elegan, hip, çekici erkek ve bayanlar için. 21.yüzyıl online iletişim teknolojisi ve yaşamımızdaki izdüşümlerden esinlendiğim bu koleksiyon genç yaşayanlar için. ''










21 Temmuz 2011 Perşembe

Nihan Buruk ve Misyonu



1983'te Cihangir'de doğan Nihan Buruk'un en büyük hayali moda sektörü içerisinde yer almaktı. Moda ve tekstil tasarımı bölümünü kazandı ve bitirdi. Sonrasında ise 2008 yılında kendi markası olan '' Nihan Buruk '' u kurarak Çukurcuma'da ilk tasarım atölyesini açtı. Haute couture tasarımları ile bir hayli ön plana çıktı.


Dekorasyona olan ilgisiyle de bilinen Nihan Buruk, dekorasyon ve giyim tarzının bir kadının yaşam stilini ortaya çıkardığını düşünüyor. Nihan Buruk, 2008'den bu yana İstanbul / Nişantaşı mağaza, Çeşme / Alaçatı ve Nişantaşı atölye olmak üzere toplam üç noktada '' Nihan Buruk '' markası ile tasarımlarını ve dekorasyonunu birarada sunuyor.


Nihan Buruk'un beni en çok etkileyen yönü, geçtiğimiz günlerde Alaçatı'da UNICEF için gerçekleştirdiği gece oldu. Geceye cemiyetin tanınan isimleri de katıldı. Tabi ki buna bağlı olarak basın da oradaydı. Nihan Buruk, eşiyle beraber pozitif enerji yaydı. Tasarımları da sade olmasının yanısıra bir hayli hoştu. Etkili bir tanıtım yapılmış oldu.


// Dikkatinizi çekmek istediğim diğer bir nokta ise Nihan Buruk'un tasarımcı kimliğiyle biliniyor olması. '' Okan Buruk'un eşi '' şeklinde zikredilmiyor. //









30 Haziran 2011 Perşembe

Gül Ağış / Lug Von Siga Röportajım


 
Deniz Can Kutlu: Adınızın tersten okunuşu olan '' Lug Von Siga '' kurgusu hakkında bilgi verebilir misiniz?


Gül Ağış: Kendi ismimde bir markam olsun istemedim. Ama yabancı herhangi bir isim de olmaması gerekiyordu. Birden yazıp çizerken aklıma geldi. Fonotik olduğu için de von ekledim. Herkesin sıcak baktığı bir isim oldu.

D.C.K.: İngiliz Dili ve Edebiyatı mezunusunuz. Bir zaman reklam ve medya sektöründe çalışmışsınız. Peki moda tasarımcılığına nasıl başladınız? 


G.A.: İlk üniversite Bilkent, doğru. İngiliz Dili ve Edebiyatı. Daha sonra Milano İstituto Marangoni, ardından Politecnico Di Design Üniversitesi Fashion Art and Design masterı. 16 yaşında Esmod / Paris 'e kabul edildim. Ancak annem izin vermedi. O zamanlar moda tasarımcılığı Türkiye'de daha çok yeniydi. Moda evleri vardı ama moda tasarımcıları yoktu. Sonra yine kendimi yaratıcı bulduğum sektörlerden biri olan reklamcılığa verdim. Ancak içimdeki ateş sönmedi. Çizmeye ve dikmeye devam ettim. Kendimi Milano'da buldum.


D.C.K.: Türkiye'den ve yurt dışından hangi isimleri giydirmek isterdiniz?

G.A.: Türkiye'den Elif Şafak'ı çok beğeniyorum. Cate Blanchett ve Kate Middleton'u giydirmek isterdim. Asil duruşu olan vakur kadınları beğeniyorum.


D.C.K.: Daha önce hangi markalarla çalıştınız?


G.A.: Dünya markalarından H&M, Mango, Zadig Voltaire, Naf Naf, Maxmara gibi birçok markaya tasarım yaptım. 



D.C.K.: Christian Dior'dan size bir teklif gelmiş. Fakat siz kabul etmeyip İstanbul'a geri dönmüşsünüz. Bu konuyla ilgili söylemek istedikleriniz nelerdir?

G.A.: Bu habere uzaktan bakıldığında hadi canım dedirtmiştir ama doğru. Annem ölüm döşeğindeydi. Seçim yapmam gerekiyordu. Davulun sesi uzaktan hoş gelir derler.Yaşayan bilir... Tabi ki çok onur vericiydi. En azından bir sene çalışmak isterdim.


D.C.K.: Sizce Türkiye'de insanların modaya bakışı doğru mu?

G.A.: Türkiye'de kavram karmaşası var. Tüm değerler içiçe geçmiş durumda. Stylist moda tasarımcılığı da yapıyor, celebrity de giydiriyor. Couture yapan pret a porter de yapıyor. Derinleşme çok az. Herkesin kendi alanında derinleşme çabasını etrafımdaki çok az bir grup insanda görüyorum açıkçası. Bu yüzden de doğru değil genelleme yapacak olursak.


D.C.K.: Önümüzdeki IFW 'de sizi de görebilecek miyiz? Önümüzdeki sezon bizi ne tür tasarımlar bekliyor?


G.A.: Eylül IFW'de yine olacağım. Kafamda iki ana tema oluştu. Birini seçeceğim ama karar vermiş değilim henüz. Kavramsal moda üzerine yoğunlaşmayı seviyorum. Defilelerim hep bir mesaj ve anlam içerikli. En son Patti Smith, Picasso'yla buluşursayı yapmıştım. Çok beğenilmişti. Umarım yine aynı duyguları yaşatabilirim.





D.C.K.: Tasarımlarınızda ilham aldığınız obje ya da subjeler nelerdir? 

G.A.: Gerçek tasarımcının radarları her an açıktır ve yaşam biçimidir. Yani her an beyni bilgi toplar, biriktirir.  Sinema, müzik, film, vintage mağazalarından tutun da okuduğu kitaptaki bir satırdan bile ilham alır. 

                                                                                 
                                                 
GUL AGIS
LUGVONSIGA
Karakol Bostan sok. No:13 Kat:3
Teşvikiye-İstanbul           

28 Haziran 2011 Salı

Ozan Eicher / Fotoğrafçılığı


 
Bugün sosyal medyada çokça takip edilen Ozan Eicher ile bir çekim yaptık. Kendisiyle hayatını, vizyonunu, fotoğrafçılığını ve bu zamana kadar hangi sanatçıları çektiğine dair konuştuk. Birçok etkinliğe katıldığını çektiği fotoğraflardan anlayabiliyoruz. İşte bu zamana kadar fotoğraflarını çektiği sanatçlar: 


Ozan Eicher'in annesi Türk, babası İsviçreli. ( Soyadını merak edenler için ) Uzunca bir zamandır İstanbul'da yaşıyor. İstanbul'un kendisine olduğu kadar fotoğrafçılığına da katkıda bulunduğunu belirtiyor. Ailesinin sosyokültürel durumunun getirisini de ekliyor.

Fotoğraf çekmeye öncelikle manzara ve portre fotoğrafları çekerek başlamış. Akabinde bir etkinlikler zinciri görüyoruz. Birçok sanatçının konserine giderek konser fotoğrafları concepti üzerinde çalıştı. Müzik dünyasının sahnesine aşina olduktan sonra modanın da dar ama derin arenasına geçiş yapıp tanıma süreci içerisine girdi. Geçtiğimiz sezon Istanbul Fashion Week'te çektiği fotoğraflardan bir video oluşturdu:


Ozan Eicher: '' Gelecek bana neler sunacak, ben neler yakalayacağım hep beraber göreceğiz. '' diyor.

Ozan Eicher ile çekim yaparken kendinizi çok rahat hissediyorsunuz. Görmek istediğiniz kadrajı size başarılı bir şekilde sunuyor. Sizler için, bu zamana kadar fotoğraflarını çektiği sanatçılardan oluşan bir seçki hazırladım.   Bugünkü çalışmamız da var içerisinde. Dikkatimi en çok Hande Yener fotoğrafı çekti. Bir heykeltıraş ustalığında işlenmiş.

                                                 Hande Yener

                                               
                                                 Sertab Erener
                               
                                               
                                                Mercan

                                             
                                                Aylin Aslım
   
                                               
                                                Nil Karaibrahimgil

                                               
                                                Jay Jay J.

                                               
                                               Emir Yargın
     
                                             
                                                   Serhat Kidil


                                              Deniz Can Kutlu

               
Ozan Eicher 'in tüm çalışmalarını takip etmek için : www.facebook.com/ozaneicher                   


                                              

13 Haziran 2011 Pazartesi

38. Altın Kelebek Ödül Töreni / Kırmızı Halı Yorumlarım


Bu yıl, 38.si düzenlenen  Altın Kelebek Ödül Töreni, Haliç Kongre Merkezi'nde gerçekleşti. Sunucular, Beyazıt Öztürk ve Ayşe Arman'dı. Ayşe Arman, gayet doğal ve samimi bir sunum şeklini benimsemiş. Dersini iyi ezberlemiş sevimli çocuklar gibiydi. Ödül töreninden önce kokteyl yapıldı.

İlk olarak İrfan Şahin ile bir konuşma yapıldı. Ömür Gedik, her zaman tercih ettiği tarzda bir kıyafet giymişti. ( Raşit Bağzıbağlı tasarımı )


Cengiz Semercioğlu ve Melis Alphan, kırmızı halıda moda yorumu yapmak için bekliyordu. Nilay Dorsa, marjinal ama kendisine hiç yakışmayan, bacaklarını bir hayli ayrık gösteren kuyruklu bir mayo (!) tercih etmiş.


Tülin Şahin, pembe bir elbise tercih etmiş. Kendi tasarımı olan bu elbisenin, yırtmacı ve sırt dekoltesi son derece dozunda bırakılmış. Saçıyla ve elbisesiyle gayet şık bir görüntü içerisindeydi. Favorilerim arasında.


Ahu Yağtu, fuşya ve kırmızı uyumunu çok iyi yakalamış. ( Elbisesi fuşya, ayakkabısı kırmızı ) Ziynet Sali, bordo, beyaz, siyah renklerden oluşan, Raisa & Vanessa tasarımı bir elbiseyle geceye katıldı. Kendisine yakışmayan, hiçbir yönünü beğenmediğim bir elbiseydi.


Okan Bayülgen, kıyafeti ve giyinme konusunda bir espiri yaptı. '' İnanılmaz vücudumu hangisi daha seksi gösteriyorsa onu tercih ettim.'' dedi. '' Hepimiz Tarkan'dan bir sürpriz (!)  bekliyoruz.'' diye de sözlerine ekledi.


Esra Erol, Emel Acar tasarımı kıyafetiyle boy gösterdi. Hamileliğinin kendisini zorladığı gözlendi. Nil Karaibrahimgil, Günseli Türkay tasarımı kıyafetiyle dikkat çekti. Ayakkabısını ise  New York'tan almış. Kıyafet beyazdı ve  üzerinde çizgi romandan sayfalar varmış gibi görünen kısımlardan oluşuyordu. Öyle Bir Geçer Zaman Ki dizisinin Cemile'si Ayça Bingöl, klasik, siyah, demode bir kıyafetle geceye katılmış. Dizinin Caroline'i  Wilma Elles'in de kıyafetini hiç beğenmedim ama saçları güzel görünüyordu.


Nez, özensiz saçlarıyla kötü bir görüntü sunuyordu. Kıyafetini yurtdışından almış, Oldukça sade ve sönüktü. Yalnızca makyajı başarılıydı. ( Şükran Kaya tarafından yapılmış. )


Hande Yener, Selim Baklacı'nın tasarladığı mavi bir kıyafetle geceye katıldı. Başındaki rengarenk kelebekler ise Kemal Doğulu'nun tasarımıydı. Yine her zamanki gibi yenilikçi ve farklı tarzıyla ön plandaydı. Bana anlat adlı şarkısını ilk kez bu törende seslendirdi.


Merve Boluğur, siyah kıyafeti ve saçlarıyla çok şıktı. Favorilerim arasında diyebilirim.

   
Safiye Soyman, her zamanki rüküşlüğü ve absürt renk seçimiyle kokteyldeydi.

     
Favorilerim arasında gösterebileceğim bir diğer isim ise Fatoş Kabasakal. Raşit Bağzıbağlı tasarımı olan kıyafeti ile büyüledi.


Burcu Güneş'in küpeleri ve çantası kıyafetiyle tezat kalmış.

   
Ece Gürsel de geceye katılan isimler arasındaydı. Jadore elbisesi ve uzun saçlarıyla çok şık görünüyordu. ( karın kısmı hariç )
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
back to top