30 Mayıs 2011 Pazartesi

Ayakkabın, ruhunun güvenidir.


Bu yazın conceptlerine baktığımızda gayet enerjik ve renkli ürünleri görüyoruz. Mercan kırmızısı, papağan yeşili, gök mavisi, antimon sarısı bir hayli revaçta. Skinnyler, çoraplar, gömlekler, tshirtler ve şimdi de ayakkabılar. İnsanın kendine olan güveni ayaklardan başlarmış. O halde biz de kendimize uygun olan, ruhumuzu yansıtan ayakkabıları seçelim ve yaza rengarenk bir giriş yapalım. Sizler için college, suede , moccasin ve sneakerlar seçtim :

                                                              RALPH LAUREN

                                                                  
                                                                    JIL SANDER
                                                      
                                                                       
                                                                VENETA BOTTEGA

                                                                                  
                                                                        ZARA

                                                                          PRADA

                                                                                
          DERİMOD
                                                                 
                                                                             
KENNETH COLE



                                                                         LACOSTE

LANVIN


FRED PERRY


                                                                                

23 Mayıs 2011 Pazartesi

Retrospektif / Retrocular anlatıyor


Siyah beyaz fotoğraflara olan merakım küçükken başladı. Evde ne kadar eski fotoğraf varsa hepsini toplar, üzerlerini bantla kaplardım yıpranmaması için. Akabinde kasetler, plaklar, dergiler, Beyoğlu'ndan kime ait olduğunu bilmediğim eski fotoğrafların satın alınması ile sürdü eskiye olan hayranlığım.

Müzikte  80'ler her zaman tercihimdir. Cyndi Lauper, Alphaville, Sandra, Laura Branigan, Madonna, Baltimora, A-ha, Discoband vazgeçilmezlerimdir. Türkiye'deki işlere bakacak olursak, müzik ve sinema konusunda beni etkileyen 70'lerdir. Ajda Pekkan, Yeliz, Sezen Aksu ve Nil Burak 70'lerin en sevdiğim isimleridir.'' Boş sokak '' ve '' Kimler geldi kimler geçti '' parçaları benim için ayrı bir önem teşkil eder. Beetlejuice en sevdiğim filmdir. Her izlediğimde ayrı bir tat alırım. 70'lerden aklımda kalan bir Türk filmi ise Türkan Şoray'dan. Palyaço kıyafetiyle şarkı söyleyerek ağladığı sahne beni çok üzmüştür.

Peki retro nedir? Retro, tasarımlarda ve moda akımlarında yaşanan bir geriye dönüş anlamına gelmektedir. Retro kurgusu, içerisine birçok ürünü ve ruhu alıyor. Retrospektif, yaşanmış olaylara göz atmaktır. Bu yazımda, retro kültürünü benimsemiş dört arkadaşımla bir retrospektif yaptık. Hem tarzlarını yansıtan fotoğraflarını hem de geçmişte kendilerini etkileyen filmleri bizlerle paylaştılar.

K. Hakan Yıldırım :


E.T.

Akrabam olması için çocukken dua ettiğim varlık. Evin içinde kocaman poşet geçit yapmıştım bu film uğruna. Final sahnesinden tutun, Drew Barrymore'un ( o zamanlar kız çocuğu, çok şirin, ısırmalık ) E.T. 'yi ilk gördüğü anı ve çığlığı hala kulaklarımda. Kafamda bilimkurgunun oluşmasındaki ilk filmdi bu. Etkileri büyük benim için. Bu yaşımda otobüs yolcuklarında sürekli cam kenarını seçip, otobüsü takip eden uçan cisimler, doğaüstü varlıklar vs. canlandırmam gibi olayların yegane sebebi. Elime eldiven geçirip orta parmağı tarafına  uzun tahta bir kalem sokup E.T. 'nin ellerini pratikte elde edip anneannemin tavuklarıyla oynadığım yıllar... Bir ara Deniz Can Kutlu'ya istek olarak '' E.T. 'nin Hakan'a etkileri '' şeklinde benden bir yazı istemesini rica edeceğim. Bence filmi hemen herkes izlemiştir, herkes. Kabahat ise unutanların. Ne olur ne olmaz şiddetle öneriyorum. Hem de bayağı şiddetli.

Osman Karakülah:


A Clockwork Orange

Bu filmden etkilenmemin sebebi ilk başta çok büyük bir Stanley Kubrick hayranı olmam sanırım. Bir Kubrick aşığı olarak bu filme başlamak zaten etkileneceğimi göstermişti. Daha sonra filmi izlerken, filmde geçen işkence, tedavi ve günlük yaşam sahnelerinin aslında birer sistem eleştirisine dayandırılması beni filme iki kere bağladı. Tabi filmdeki suç, suçlu, affedilmiş ve hala suçlu sayılan insan kimliklerinin sorgulanmaması, dogmatik kararlar ışığından bunların kararlaştırılması, insanların hayatlarında büyük bir etki yaratıyor. Bu olgu da ister istemez size etkilendiğiniz film hangisi sorusunda bu filmi düşünmenize sebep oluyor.


Efe Ege Özden:


Fosforlu Cevriye

Bir kenar mahalle dilberi olan Cevriye'nin gecekondusuna polislerden kaçan bir banka soyguncusu sığınıyor. Cevriye'yi evinde gizlenmeye razı ediyor ve zamanla aralarında bir yakınlaşma başlıyor. Bu tam benlik bir filmdir. Bu filmi annemle izlemiştim. Bak başkasının evine gidersen şöyle olur böyle olur diye uyarılar almıştım.

Berkan Eroğlu:


Seks Fırtınası  ve Kibar Feyzo

Seks Fırtınası, 70'lerin seksle buluştuğu ilk filmdir. Ben tabi daha yeni izledim. O zamanların seks anlayışı, birbirlerine dokunuşları, öpüşmeleri ve etek altından bakıp bir anda boşalmaları gülünç ama sevdim ben. Benim ruhumun hamuru da bu filmle oluştu. Şimdiye bakarsak 2011'deyiz. Ama şimdiki yasaklar çok gülünç. 70'ler daha cesaretli ve yürekliymiş. Helal olsun.

Kibar Feyzo, benim kalbimde taht kurmuş bir komedidir. Bazı bilgiler vermektedir ama ben hep espiri olarak baktım filme. Çok fazla komedi filmi sevmem, dram severim genelde ama bu film bir Kemal Sunal filmi olduğu için kendini sevdirmiştir bana.

Nuri Bilge Ceylan / Cannes'in Gözbebeği


Bir gün otobüsle,  film posterlerinin duvara asılı olduğu bir caddeden geçtik. Bir filmin afişini çok beğendim. Dönüşte o caddede indim ve sordum. Nuri Bilge Ceylan'ın '' Uzak '' filminin afişiymiş, hemen satın aldım. '' Nuri Bilge Ceylan '' adıyla tanışmış oldum. Araştırmaya başladım filmlerini ve tüm afişleri almak istedim. Bu defa da '' Dünyayı Kurtaran Adam '' adında bir dükkan varmış. Orayı keşfettim. Oradan eski dergileri ve film afişlerini tedarik etmeye başlamıştım. Nuri Bilge Ceylan'ın bütün filmlerinin afişlerini o dükkanda bulabildim.


Nuri Bilge Ceylan'ın film macerası, '' Koza'' ile başlıyor. İlerleyen zamanlarda bu kozadan birçok kelebek çıktı. Kendine özgü kadrajı ve sinemadaki sadeliğiyle ön plana çıkmayı başardı. Özellikle '' Kasaba '' filminin senaryosunu alıp okuduğumda  ne denli bir özgünlüğü olduğunu algıladım. Çekim tekniklerine ve oturma planına  kadar derinlemesine not almış.


Koza adlı kısa filmiyle, Cannes Uluslararası Kısa Film yarışmasına katıldı. İlk uzun metrajlı filmi Kasaba'dır. Pastoral türde bir yapıttır. Nuri Bilge Ceylan'ın Cannes 'daki ilk başarısı, Uzak filmidir. Kendisine '' Büyük Jüri Ödülü '' nü getirmiştir. Ayrıca filmin başrol oyuncuları  Muzaffer Özdemir ve Mehmet Emin Toprak, '' En İyi Erkek Oyuncu '' ödülüne layık görülmüştür.


Nuri Bilge Ceylan'ın İklimler adındaki uzun metrajlı filmi, Cannes Film Festivali'nin  yarışma bölümüne kabul edilmiş.Görüntü yönetmenliğini kendisinin üstlenmediği filmde Nuri Bilge, eşiyle birlikte kamera karşısına geçti. Üç farklı ruhun aynı bedende yaşama çabasını anlattığı '' Üç Maymun '' adlı filmi, Cannes Film Festivali'nde Ceylan' a '' En İyi Yönetmen Ödülü '' nü  kazandırdı.


Nuri Bilge Ceylan şimdi de  yapımcılığını Zeynep Özbatur Atakan'ın üstlendiği, Taner Birsel ve Yılmaz Erdoğan'ın başrollerini paylaştığı  '' Bir Zamanlar Anadolu'da '' filmiyle karşımızda. Bosna Hersek - Türkiye ortak yapımı olan filmin görüntü yönetmeni Gökhan Tiryaki. Geçtiğimiz haftasonu gerçekleşen 64. Cannes Film Festivali'nde Ceylan, '' Bir Zamanlar Anadolu'da '' filmiyle  '' Büyük Jüri Ödülü '' nü kazandı.


Bir Zamanlar Anadolu'da filminin fragmanı:
  


  ( Bu seneki Cannes Film Festivali'nde ayrıca '' İstanbul Film Festivali '' de tanıtıldı.)
 
  Nuri Bilge Ceylan'ın filmleri :
 
  Koza ( 1996 )
 
  Kasaba ( 1997 )

  Mayıs Sıkıntısı ( 1999 )

  Uzak ( 2002 )

  İklimler ( 2006 )

  Üç Maymun ( 2008 )

  Bir Zamanlar Anadolu'da ( 2011 )

18 Mayıs 2011 Çarşamba

Mustafa Ceceli / 12 Eksik Remixes


Mustafa Ceceli, Ozan Doğulu ile tanışmasıyla  başlayan aranjörlük hikayesini başarılı bir şekilde sürdürüyor. Şimdiye kadar çalıştığı isimler: Kenan Doğulu, Sezen Aksu, Emre Altuğ, Levent Yüksel, Hande Yener, Serdar Ortaç, Bengü, Melih Görgün, Ziynet Sali, Gülşen, Betül Demir, Murat Boz, Sıla, Hepsi, Emel Müftüoğlu, Sertab Erener, Tarkan, Ajda Pekkan,Aşkın Nur Yengi, Meyra. Mustafa Ceceli'nin ENBE Orkestrası ile yaptığı çalışmalar birçok kişi tarafından dinlendi ve sevildi. Sözü ve müziği Sezen Aksu'ya ait olan '' Unutamam '' adlı parçayı seslendirdi ve yorumcu kimliğiyle de ön plana çıkmayı başardı. ENBE Orkestrası'nın ilk albümünde yer alan bu parça ile birçok ödül aldı.


ENBE Orkestrası'nın ikinci albümü '' Kalbim'' de Mustafa Ceceli'nin de seslendirdiği 2 parça var. Bu parçalar ( '' Eksik '' - Elvan Günaydın'la ve '' Yağmur Ağlıyor '' ) çok ilgi gördü. Eksik adlı parça '' En iyi düet '' ödülüne layık görüldü.


Şimdi de Türkiye'de bir ilkle karşımızda. Dinleyicileri arasında yer alan  dj ve aranjörlerin katıldığı eksik -  remix yarışmasından beğendiği 9  remixle albüm yapmış. Albümde, şarkının orijinal ve akustik versiyonları ile birlikte toplam 12 parça bulunuyor. Albüm DMC etiketiyle piyasaya sürüldü. Remixlerden en çok dikkati çeken ise '' Gökhan Harputluoğlu'' nun trance mixi. Dinlemenizi öneririm.




Kate Moss Mania


Kate Moss, 14 yaşında bir havalimanında keşfedildi. O yıllarda  Naomi Campbell, Cindy Crawford gibi uzun boylu mankenler revaçta iken, Kate Moss, ayrık ön dişleri, aşırı zayıf vücudu ve minyon tipiyle dikkatleri üzerine çekti. Siyah - beyaz fotoğraflarla sunulan  Calvin Klein reklamları ile popülerliğini arttırdı. Her ne kadar skandallarla anılsa da dünyaca ünlü bir moda ikonu olarak kabul edilmektedir. Şahsen Kate'in marjinal yönünü seviyorum. Yaşantısını sınırlamadan işinin içerisine uyguluyor olması bana  eğlenceli geliyor.


Sevgilisi Pete Doherty, bana her zaman The Beatles grubunun üyelerini hatırlatmıştır. Soğuk ve sakin tavrı kendisine ayrı bir duruş kazandırıyor. Kate'le olan ilişkisini duyduğumda sevinmiştim. Fakat Kate ve Pete'nin uyuşturucu kullanmalarından  ötürü ön plana çıkması büyük bir skandal yarattı. Bu dönemin Kate için çöküş dönemi olduğu söylendi. Böyle bir durum söz konusu olmadı tabi. Kate, her daim yeniden doğan bir anka gibiydi.


Kate'in kariyeri boyunca en çok ilgimi çeken işi, Love dergisi için verdiği pozdu. Kate, sıradışı ve transeksüel manken Lea T. ile kışkırtıcı bir poz verdi. Siyah - beyaz olan bu fotoğrafta Kate ''erkek'', Lea ''kadın'' rolünü üstlendi.


Paris Moda Haftası'nda, Amerikalı tasarımcı Marc Jacobs'un Louis Vuitton için tasarladığı 2012 Sonbahar - Kış koleksiyonunun tanıtıldığı defilede podyuma çıktı. Her ne kadar sigara karşıtı gruplar bu durumdan hoşnut olmasa da, ben elinde sigarasıyla podyuma çıkan Kate'e hayran kaldım.


Kate şimdi de bir reklam filmi için İngiltere / Croydon' da. AVM'nin çatısına helikopterle indi. Kırmızı mini elbisesi ve kırmızı ayakkabıları ile yine büyüledi. Şarabını ve sigarasını elinden düşürmediği gözlendi. ''Kate Moss Mania''  yıllarca süreceğe benziyor. Bence de sürmeli.

15 Mayıs 2011 Pazar

Eric Saade


56. Eurovision şarkı yarışmasını geride bıraktık. Azerbaycan, 221 puan alarak 1. oldu. Azerbaycan'ın  '' Running Scared '' adlı parçası son derece iyiydi ve klibi de görüntü açısından kaliteliydi. Ama ben 4. ya da 5. olacakları yönünde tahminde bulunmuştum. Favorilerim İngiltere ve Fransa'ydı. Blue grubu, i can adlı bir parçayla katıldı ancak istediği başarıyı elde edemedi. Bu üzücü bir durumdu.


Daha önceden es geçtiğim bir ülke ve sanatçısı varmış. Eric Saade... '' Popular '' adlı şarkısının alt yapısını çok beğendim ve kalitesini benimsedim. Bu şarkı yarışmada 3. oldu.


Eric Saade'nin şarkılarını araştırdım. Sleepless, Manboy, Masquerade ve en çok beğendiğim Break of Dawn. Kötü olan herhangi bir şarkısını bulamadım.


Eric'in geçmişine bakacak olursak, bir müzik yarışmasıyla adını duyurduğunu görüyoruz. '' What's up '' adında bir grubun üyesiyken ayrılmış ve solo kariyerine devam etmiş.

Ayrıca sempatik oluşunun sebebini, çocuk programı sunacak pozitiflikte biri oluşuna bağlıyorum. Eurovision' daki sahnesi ve performansı genel anlamda üst bir noktadaydı.


Camın Nefesi


Dünyanın % 90'ı silikatlardan oluşuyor. Silikatlar içerisinde şüphesiz en meşhur olanı kuvarstır. Kuvars, genellikle beyaz renklidir ve kristal bir yapısı vardır. Kuvarsın mor hali olan ametisti birçoğumuz görmüşüzdür. Peki kuvars en çok hangi alanda kullanılıyor ve nerelerde bulunuyor?

Kuvars, genellikle sahil kumlarının içerisinden flotasyon işlemleriyle kazanılmaktadır. Bu kazanılan madde, cam yapımında kullanılmaktadır ve camın ana hammaddesidir.


Geçen yıl, Tarsus'taki Şişecam firmasının flotasyon tesisine gittim ve bu işlemleri teker teker gördüm. Çok derin ve maliyet  gerektiren bir işlem. Kullanılacak su, yakınlardaki bir kuyudan temin ediliyor. Asit ise İstanbul'dan alınıyor. Kum da Mısır'dan getirtiliyor. Optik cam üretimi olmadığını öğrendim. Çünkü içerisindeki demiri uzaklaştıramıyorlarmış.


Cam, ilk olarak antik çağlarda üretilmiş. Bulunuş tarihi kesin olarak bilinmiyor. Mevcut en eski cam eşyalar, Afrika'da bulunmuş M.S. 1500'lü yıllara ait boncuklardır.

Cam, kırılgan bir yapıda olduğu için tarihine ulaşmak zor olsa gerek. Kırılan camları hayata geçiren ve sanatla birleştiren kişiler de var. Yarattıkları eserler çok dikkatimi çekti. Kırık camlar sihirli ellerle nasıl ete kemiğe bürünmüş, sizlerle paylaşmak istedim.









11 Mayıs 2011 Çarşamba

Leman Sam Röportajı


Leman Hanım,  öncelikle röportaj için teşekkür ediyorum.

Rica ederim. Bana ulaşmak çok kolaydır. Numaram birçok kişide vardır biliyorsun.

Genelde hayranlarınızla iletişim kurduğunuz bir mecra var mı?

Ben eskilerin kadınıyım. İnternet ve telefon kullanmıyorum. Sevmiyorum daha doğrusu. Nostaljik yaşamak beni daha çok mutlu ediyor. Telefonuma da çaldığı zaman bakıyorum.

Şarkılarınız yıllardır severek dinleniyor. Şarkı seçiminde ve sözlerde nelere dikkat ediyorsunuz?

Betimleme içeren şarkı sözlerini seviyorum. Derin olmalı.... Basit sözleri sevmiyorum. Bana duygu verebilmeli.

Cezmi Ersöz'ün ''Derinliğine kimse sevgili olamadı'' kitabının içerisinde yer alan cdde bir şarkınız mevcut. Cehennem meleği şiirini bestelemişsiniz.

Evet. Böyle bir projede yer aldım daha önce.


Siz de yazıyor musunuz?

Ben de yazıyorum evet ama genellikle siyasi şiirler. Yayınlayamayacağım şiirler bunlar.

Herhangi bir albüm projeniz var mı?

Hayır. Artık albüm çıkarmayı düşünmüyorum.

Kendinizi bir aktivist olarak tanımlıyorsunuz. Peki Türkiye hakkında ne düşünüyorsunuz?

Türkiye'de çok yanlış yerlere kanalize edilen bir türban sorununun olduğunu görmekteyiz. Laikliği herkesin algıladığı biçimde algılamıyorum. Her şeyi sözle ifade etmekten hoşlanmıyorum. Görüşümün tam adı laik olmayabilir. Ama bir ülkede devlet işleri ile din işleri birbirine karıştıysa, devlet somut bir kavramdır, dinse soyut bir kavramdır. Somut ve soyut kavramların biraraya gelmesi imkansızdır. Herkesin bir yaşam biçimi vardır. Politika kendi içinde çirkinlikleri olan bir şeydir. Bu kirlilikle din biraraya gelemez diye düşünüyorum.

8 Mayıs 2011 Pazar

Ece Gürsel / Yarı Farkında


Ece Gürsel, model ve kendi tabiriyle şarkıcı adayıdır. Geçmişine baktığımız zaman, çok başarılı bir mankenlik kariyeri görüyoruz. O dönemlerde kendisinden Türkiye'nin '' Kate Moss'' u şeklinde bahsediliyordu. 2007 yılında 200 şiirden oluşan bir şiir albümü sunmayı planlamış.

'' Yarı Farkında '' albümü, Ece Gürsel'in ilk albümü ve çıkalı henüz üç gün oldu. Dün çıkış parçasını duydum ve araştırdım. Sedat Doğan'ın çektiği klip ayrı, şarkı ayrı, mekan ayrı, Ece Gürsel ayrı güzel. Yarı farkında parçasında dikkatimi çeken yön, daha önce dinlediğim İsveçli sanatçıların parçalarına olan benzerlikti. Ayrıca görünüm olarak gayet gothic bir çizgi söz konusu. Albümdeki şarkıların hemen hemen hepsini favori gösterebilirim. Yalnızca çıkış parçasına yüklenilmemiş. Tüm parçaların sözü, müziği ve aranjesi üzerinde özenle çalışıldığını dinleyince algılayacaksınız.
       
     Albümdeki şarkıların adları:
       
        1) Yarı Farkında
        2) Derinim
        3) Mayıs Akşamı
        4) Bıçak Gibi
        5) Aynı Yalanlar
        6) Akşamüstü Poyrazı
        7) Hain Oyunlar
        8) Çoğul Aşk
        9) Sensiz Masal
       10) Ben
       11) Yarı Farkında ( Club Version )

Ece Gürsel'in, müzisyenliğini konuşturduğu nokta, albümdeki söz ve müziklerin kendisine ait olması. Aranjeler ise İsmail Tunçbilek'e ait. '' Yarı Farkında'' albümünün, farklı bir ruh yaratacağını düşünüyorum.


7 Mayıs 2011 Cumartesi

Lady Gaga / Judas


Lady Gaga’dan Judas parçasına klip geldi. Youtube’de yaklaşık beş milyon kişi izlemiş daha birkaç gün önce çıkmasına karşın. Gaga’nın müzik piyasasına ne denli etki ettiğini görüyoruz. Klibi için on milyon dolar harcadığı iddialarını ise reddetti.

Lady Gaga finally realesed the judas video. Even it uploaded two days ago on youtube it was watched more than 5 million times. And this means Gaga has a major role in music industry. She also denied the allegations that she spent 10 million dollars for the video.


Judas şarkısının soundunda bir motorsallık vardı ve bu klibe de yansımış. Lady Gaga’nın motoruna bindiği adamın saç modeli ve tacı, İsa’nın tacına benzetilmiş. Ayrıca on iki motorcu var. Bunlar da on iki havariyi temsil ediyor. Ateş ve su sahnesinde vaftiz olayına değinilmiş. Yaratılan her şeyin bir zıttı olduğuna dikkat çekiyor. İşlediği günahlardan ötürü Gaga, Judas ve İsa tarafından günahlarından arındırılıyor. Klibin son kısmında ise recm cezasına çarptırılan kadınları işlemiş.

There is motorcycle sound in Judas song and we can see it in the video too. Lady Gaga took a ride with a man's motorcycle and his hair style is a diffrent defination of Jesus's crown.

There is also twelwe motorcyclist. They are symbolizing twelve apostles. She refered to baptisming in the water and fire scene. She insisting that there is always direct opposite of what is created before. Because of her sins Gaga decontaminationing by Jesus and Judas. The last part of the video she touched upon the stoning sentence women.


Lady Gaga klipte Maria Magdalena’yı canlandırıyor. Klibin yönetmen koltuğunda Laurieann Gibson ve yardımcısı olarak Gaga var.

Lady Gaga is playing Maria Magdelena in the video. Director of the video is Laurieann Gibson and Gaga is his asistant. Some people dont like the video. I think they were expecting effects like in the born this way video. This is a more like dance video.

Klibi beğenmeyen kişiler de var. Sanırım born this waydaki gibi bir efekt bekliyorlardı. Judas daha çok dans ağırlıklı olmuş.


Judas’ın incilde yer alan mektubunun giriş kısmı:

İsa Mesih’in kulu benden, Baba Tanrı tarafından sevilip, İsa Mesih için korunmuş olan çağrılmışlara selam. Merhamet, esenlik ve sevgi artan ölçüde sizin olsun.


4 Mayıs 2011 Çarşamba

Erdem Kınay Röportajım




Müziğe ne zaman başladınız?

Müziğe altı yaşlarındayken piyano eğitimi alarak başladım. Daha sonra konservatuvar eğitimi aldım. İlk profesyonel çalışmamı 1996 yılında Gökhan Tepe albümü ile yaptım. O tarihlerden bugüne kadar da pop piyasasında aktif bir şekilde çalışıyorum.

Bu zamana kadar hangi sanatçılarla çalıştınız?

Ayşe Hatun Önal, Kenan Doğulu, Serdar Ortaç, Demet Akalın, Hadise, Tarkan, Burak Kut, Gökhan Özen, Hande Yener, Pamela, Ege Çubukçu …bu sayfaya sığmayacak kadar yegane proje.


Genel anlamda benim gördüğüm üzere, sizi en çok Hande Yener fanları takip ediyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Çalışmış olduğum Hande Maxi, Apayrı ve Armağan dinleyiciden tam not aldı. Bu yüzden olabilir diye düşünüyorum.


Bir şarkıyı dinlerken ‘’ Evet bu şarkının aranjesi Erdem Kınay’ın ‘’ diyorum. Şarkılara attığınız imzanın sırrı nedir?

Buna cevap vermek çok zor. Ben bu konuya çok objektif bakamıyorum. Sizler daha iyi ifade edebilirsiniz belki.

Son zamanlarda adını sıkça duyduğumuz Simge ile çalışmışsınız. Önümüzdeki günlerde hangi isimlerle çalışacaksınız?

2011 yazında birçok çıkacak projem var. Bunlardan birkaç örnek vermek gerekirse Emina Sandal, Murat Boz, Nez …vs.



Sözlüklerde sizin hakkınızda söylenenleri araştırdım. Genelde ‘’ sakin ama aslında çok eğlenceli biri ’’ deniliyor. Ne diyeceksiniz?

Evet. Haklı olabilirler.

Buradan sizi uzun zamandır takip eden hayranlarınıza söylemek istedikleriniz neler?

Sadece yaptığım işlere istinaden bu kadar sevenimin olması ve yine aynı şekilde beni bu kadar yakından takip etmeleri gerçekten beni çok memnun ediyor. Biz müzik prodüktörleri, perdenin arkasındaki insanlarız. Bizleri, müziğin mutfağını da merak eden azınlık bir kitle takip ediyor. Hepsine sonsuz sevgilerimi ve teşekkürlerimi sunuyorum.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
back to top